Çok uzaklarda, yeşillikler içinde gizlenmiş küçük bir köyde, fakir ama mutlu bir aile yaşarmış. Ailenin tek kızı olan Ayşe, güzelliği ve temiz kalbiyle herkesin sevgisini kazanmıştı. Ayşe, babasının küçük terzilik atölyesinde yardım eder, günlerinin büyük bir kısmını iğne iplikle geçiriyordu. Yine bir gün, köyün yakınlarında bulunan büyük şehrin zenginlerinden birinin katibi olan Sıddık, köylerine gelmiş. Sıddık, atının nalı kaymış ve düşmüştü. Ayşe, babasının atölyesine girmeden önce yoldan geçen Sıddık’a yardım etmiş, ona yeni bir nal bulmuş ve babasına yardım ederek atın nalını değiştirmişlerdi. Sıddık, Ayşe'nin yardımseverliğini ve güzelliğini görünce hayran kalmıştı. Ayşe'nin nazik yüzü, parlak gözleri ve saf kalbi, Sıddık’ın kalbine dokunmuştu. Sıddık, o gün Ayşe’ye aşık olmuştu. Her gün köylerine gelmeye başlamış, Ayşe ile konuşmak, onunla vakit geçirmek için bahaneler buluyordu. Ayşe de Sıddık’ı çok sevmişti. Onun nazik sözleri, anlayışlı tavırları ve yardımseverliği, Ayşe’nin kalbine huzur ve mutluluk getirmişti. Aşkları yavaş yavaş büyüdü, çiçek gibi açtı. Köy halkı da onların aşkını alkışladı. Sıddık ve Ayşe, evlenmeye karar verdiler. Düğünleri köyün en güzel günü oldu. Herkes, Ayşe ve Sıddık’ın mutluluğuna ortak olmak için geldiler. Evlendikten sonra, Ayşe ve Sıddık çok mutlu bir hayat sürdüler. Ancak, bir gün Ayşe, dağlarda ot toplamaya çıkmışken ayağı kaymış ve büyük bir kayanın üzerine düşmüştü. Ayağı çok kötü yaralanmış, hatta sakat kalmıştı. Ayşe’nin sakatlanması Sıddık’ı çok üzmüştü, ama Ayşe’nin sevgisi ve gücü ona her şeyin üstesinden gelebileceklerine dair umut veriyordu. Sıddık, Ayşe’ye daha çok bakmaya başladı. Ayşe’nin ihtiyaçlarını karşılamak, onu mutlu etmek için elinden gelenin fazlasını yapıyordu. Ayşe, Sıddık’ın sevgisi sayesinde hayata yeniden tutundu. Sıddık'ın onu sürekli desteklemesi ve sevgisiyle ayaklarının üzerine yeniden kalktı. Sakatlığına rağmen Ayşe, yine de hayata sıkı sıkı tutunmayı başardı. Sıddık, onu hiçbir zaman yalnız bırakmadı. Ayşe ve Sıddık, zorlukları aşmanın yolunu sevgi ve anlayışta buldular. Onların hikayesi, köyde uzun yıllar anlatıldı. İnsanlar, Ayşe ve Sıddık’ın aşkının zorlukları aşabileceğini, sevgilerin her şeyin üstesinden gelebileceğini öğrendiler. Ayşe ve Sıddık'ın hikayesi, yıllar geçtikçe nesilden nesile aktarıldı ve her zaman sevgi, sabır ve fedakarlığın güzel bir örneği olarak anıldı. Onlar, fakir bir ailenin kızı ve zengin bir adamın katibi olmalarına rağmen, kalplerinin zenginliğinin her şeyden daha önemli olduğunu gösterdiler. Ayşe ve Sıddık'ın hikayesi, 'Gerçek sevgi, her türlü zorluğun üstesinden gelebilir' mesajını taşıyan bir aşk masalı olarak yüzyıllardır anlatılmaya devam etti. Ve bu masal, her çocuğa, her gencin kalbine sevgi, saygı ve umudun tohumlarını ekti.