Mina, on bir yaşına girmişti. Esmer tenli, uzun siyah saçları ve parlak gözleriyle neşeli bir kızdı. Altı yaşındaki kardeşi Kuzey ise, sürekli Mina'nın peşinden koşan, enerjik bir minikti. Mina'nın doğum günü yaklaşırken, heyecanı her geçen gün artıyordu. 'Bu yılki doğum günü partim nasıl olacak acaba?' diye düşünüyordu. Annesi ve babası ona çok güzel bir parti hazırlayacaklarını söylemişlerdi, ama Mina farklı bir şey hayal ediyordu; büyülü bir parti! Mina, tüm gün doğum günü partisini planlamakla meşguldü. Arkadaşlarının kimleri çağıracağı, pasta nasıl olacak, oyunlar ne olacak… her şeyi düşünüyordu. Fakat, Kuzey sürekli onu rahatsız ediyordu. 'Abla, benimle oyna!', 'Abla, bana bir oyuncak ver!', 'Abla, abla…' Mina'nın sabrı taşmak üzereydi. Bir an sinirlenip bağırmak istedi, ama sonra durdu. Annesi hep 'Sabır, Mina. Sabır her zaman en güzel cevaptır' derdi. Derin bir nefes alıp, Kuzey'e 'Tamam Kuzey, şimdi birlikte kurabiye yapalım' dedi. Kurabiyeleri yaparken, Kuzey'in ne kadar çok sevdiğini gördü. Kardeşini mutlu etmek onu da mutlu ediyordu. Sabretmesinin karşılığını almıştı. Kurabiyeler bittiğinde, eve bir sürü arkadaş gelmişti. Parti başladı! Herkes çok eğlendi. Oyunlar oynadılar, şarkılar söylediler, dans ettiler ve pastayı yediler. Ama en güzel an, Mina'nın hediyelerini açtığı andı. Birçok güzel hediye almıştı, ama en çok sevdiği hediye, büyükannesinden gelmişti: Büyülü bir toz! Büyükannesi, 'Bu toz, sadece iyi niyetli kalpleri büyülüyor, Mina' dedi. Mina heyecanla tozu havaya savurdu. Birden, oda ışıl ışıl oldu. Duvarlar, renkli kelebekler ve çiçeklerle kaplandı. Masadaki kurabiyeler, küçük kuşlara dönüştü ve odanın içinde uçmaya başladılar. Arkadaşları şaşkınlık içinde 'Vay canına!' diye bağırırken, Kuzey kahkahalarla gülüyordu. Parti, gerçekten de büyülü bir partiydi! Parti bittikten sonra, Mina yatağına girdi. O gün, sabırla kardeşine katlanmasının, doğum gününü daha da özel ve büyülü kılmasına yardımcı olduğunu düşünüyordu. Annesi ve babasının 'Sabır her zaman en güzel cevaptır' sözleri aklına geldi. Artık daha iyi anlıyordu. Sabırlı olmak, sadece başkalarına değil, kendisine de iyilik yapıyordu. Büyükannesinin büyülü tozu, sadece iyi kalpleri büyülüyordu ve Mina, o gün kalbinin ne kadar büyük ve güzel olduğunu anlamıştı. Ertesi gün, Mina okuldaki arkadaşlarına partisinden ve büyülü tozdan bahsetti. Arkadaşları, Mina’nın hikayesine çok şaşırdılar. Mina, onlara sabırın önemini anlattı. Hep birlikte, sabrın, hayatın tüm zorluklarını aşmanın en güzel yolu olduğunu öğrendiler. Mina’nın doğum günü, onun için ve arkadaşları için unutulmaz bir deneyim oldu, çünkü o gün sadece bir parti değil, aynı zamanda sabrın ve sevginin gücünü keşfettikleri bir öğrenme süreciydi. Mina'nın kalbinin güzelliği, büyülü tozdan daha da büyülüydü, çünkü sevgi ve sabır, dünyanın en değerli hazineleriydi.