Derin, karanlık bir ormanın kalbinde, Güneşli Çayırlık adında küçük, şirin bir köy bulunuyordu. Bu köyde, yaramaz ama iyi kalpli Hasan Ali, ablası Meryem ve kahraman Tom adında bir köpek yaşıyordu. Hasan Ali, 7 yaşında, meraklı ve biraz da korkak bir çocuktu. Meryem ise, cesur ve zeki 10 yaşında bir kızdı. Tom ise, sadık ve güçlü bir dosttu. Bir gün, köydeki tüm çocuklar kayboldu. Köylüler panik içindeydi. Köyün en yaşlısı, 'Korkunç Rakunlar'ın çocukları kaçırdığını söyledi. Bu rakunlar, büyük, kötü ve kurnaz yaratıklardı. Köylüler, ne yapacaklarını bilemiyorlardı. Hasan Ali, ilk başta çok korktu. 'Aman Tanrım, ne yapacağız?' diye fısıldadı Meryem'e. Ama Meryem'in cesur bakışları ve Tom'un güçlü havlamaları, Hasan Ali'ye cesaret verdi. 'Korkma Hasan Ali,' dedi Meryem, 'Birlikte onlarla başa çıkabiliriz.' Hasan Ali, Meryem ve Tom, karanlık ormana doğru yola koyuldular. Ormanın derinliklerinde, devasa ağaçlar ve gölgeli patikalar, onları ürkütüyordu. Ama cesaretleri kırılmadı. Yolda, yaşlı bir baykuşla karşılaştılar. Baykuş, onlara 'Korkunç Rakunlar'ın mağarasının yerini gösterdi ve 'Onların en büyük zayıf noktaları, kurnazlıklarına karşı zekâ kullanmak' dedi. Bu bilgi, Hasan Ali'ye umut verdi. Mağaranın girişinde, korkunç görünümlü rakunlar bekliyordu. Rakunların gözleri parlıyor, dişleri birbirine sürtünüyordu. Hasan Ali, biraz korktu ama Meryem'in cesaretiyle kendine geldi. Meryem, bir plan yaptı. 'Tom, dikkat dağıtıcı olacaksın,' dedi, 'Hasan Ali, sen de bu sırada kayıp çocukları kurtaracaksın. Ben de rakunları oyalayacağım.' Tom, rakunların dikkatini dağıtırken, Hasan Ali hızla mağaraya girdi. Mağara, karanlık ve nemliydi. Birçok çocuk, korku içinde oturuyordu. Hasan Ali, çocukları sakinleştirdi ve hepsini mağaradan çıkardı. Meryem, rakunları zekice kurulmuş bir tuzakla oyalarken, Hasan Ali tüm çocukları güvenli bir şekilde dışarı çıkardı. Tom, rakunlara karşı cesurca savaştı. Hasan Ali, Meryem ve Tom, çocukları köyüne geri getirdiklerinde, köylüler sevinçten ağlıyorlardı. Hasan Ali, başlangıçtaki korkusunun yerini büyük bir gurur ve mutluluk duygusu almıştı. Cesareti, zekâsı ve arkadaşlarının desteğiyle imkansızı başarmıştı. Köydeki kutlamalar günlerce sürdü. Hasan Ali, herkes tarafından kahraman ilan edildi. Ama Hasan Ali için asıl ödül, arkadaşlarının güvenini kazanmış ve korkusunu yenmiş olmaktı. Bu macera, Hasan Ali'ye sadece cesaretin değil, arkadaşlığın ve zekânın da önemini öğretmişti. Artık, korkularından kaçmak yerine, cesaretle karşı karşıya kalmayı öğrenmişti. O artık sadece yaramaz bir çocuk değildi, artık o cesur Hasan Ali'ydi. Bu macera, Güneşli Çayırlık köyünün çocukları için unutulmaz bir ders oldu. Cesur olmak, güçlü olmak anlamına gelmiyordu; zeki olmak, kurnaz olmak anlamına gelmiyordu; önemli olan, arkadaşlığın gücüne inanmak ve korkuların üstesinden gelmek için cesaret göstermekti. Hasan Ali, Meryem ve Tom, köyün kahramanları olarak kalacak, hikayeleri ise nesilden nesile aktarılacaktı. Çünkü onların hikayesi, cesaretin, arkadaşlığın ve zekânın her zaman kötülüğe karşı zafer kazanabileceğini gösteriyordu. Hasan Ali’nin cesaret dolu macerası, tüm çocuklara cesaret, arkadaşlık, zekâ ve kahramanlığın önemini bir kez daha göstermişti. Onların hikâyesi uzun yıllar boyunca anlatılıp, çocuklara ilham vermeye devam edecekti.