Sema, çok meraklı ve hayal gücü geniş bir kızdı. Bir gün, eski bir kitapçıda, üzerinde 'Sihirli Sayılar' yazan garip bir kitap buldu. Kitabı açtığında, sayıların dans edip şarkı söylediğini gördü. 'Aman Tanrım!' diye fısıldadı Sema. 'Bu ne kadar harika!' Kitap, sayıların nasıl ortaya çıktığını anlatıyordu. 'Eskiden,' diye okudu Sema, 'insanlar sayıları bilmiyordu. Her şeyi parmaklarıyla sayıyorlardı. Ama parmaklar yetmiyordu, değil mi? O yüzden, bir şeyler saymanın daha kolay yolunu bulmaları gerekiyordu. İşte o zaman, birileri çizgiler çizmeye başladı. Bir çizgi, iki çizgi, üç çizgi... böylece sayılar doğdu!' Sema, 3 sayısının şeklinin nasıl da 8 sayısına benzediğini fark etti. 'Acaba neden?' diye düşündü. Kitaptaki açıklama şöyleydi: '3 sayısı, ilk olarak üç çizgi olarak çizildi. Sonra insanlar bu çizgileri daha hızlı çizmenin yolunu aradılar ve böylece 3 sayısının bugünkü şekli ortaya çıktı. 8 sayısı ise, iki halkadan oluşur. Eğer 3 sayısını ters çevirip, halkalarını birleştirirsek, 8 sayısına çok benziyor, değil mi?' Kitap, Sema'ya sayıları kullanarak çeşitli işlemler yapmayı öğretti. Örneğin, 5 elması olan Sema, 2 elma daha aldı. Toplam kaç elması olduğunu hesaplamak için toplama işlemini kullandı: 5 + 2 = 7. Sema'nın çok sevindi; artık 7 elması vardı! Bir başka günde, Sema 10 tane renkli kurdeleye sahipti. Oyuncak ayı için 3 kurdeleyi kullandı. Geriye kaç kurdele kaldığını bulmak için çıkarma işlemini kullandı: 10 - 3 = 7. Yine 7 kurdele kalmıştı! Sema sevincini oyuncak ayıyla paylaştı. Kitap, Sema'ya çarpma işlemini de öğretti. 2 grupta 3 çiçek vardı. Toplam kaç çiçek olduğunu bulmak için 2 x 3 = 6 işlemini gerçekleştirdi. 6 güzel çiçeği vardı! Bir gün, Sema kitapta gizli bir kapı buldu. Kapıyı açtığında, kendini sihirli bir sayılar ülkesinde buldu. Burada, her yer sayılarla doluydu. Renkli sayılar uçuyor, şarkı söylüyor ve dans ediyordu. Sema, sayılarla oyunlar oynadı ve yeni şeyler öğrendi. Sayılar ülkesinde, Sema, diğer çocuklarla da tanıştı. Hepsi sayıları çok seviyordu ve onlarla oyunlar oynuyorlardı. Sema, onlarla birlikte toplama, çıkarma, çarpma ve bölme oyunları oynadı. Örneğin, 12 şekerini 3 arkadaşıyla paylaşması gerektiğinde, bölme işlemini kullanarak her bir arkadaşına 4 şeker verdiğini öğrendi: 12 / 3 = 4. Sema, sayılar ülkesinde çok eğlendi ve sayılar hakkında çok şey öğrendi. Bir süre sonra, sihirli kapı tekrar açıldı ve Sema, kendi dünyasına geri döndü. Artık sayıları daha iyi anlıyor ve onlarla daha çok şey yapabiliyordu. Kitabını sıkıca tuttu ve her gün yeni sayı oyunları keşfetti. Sayıların sihirli dünyasını unutmamak için, her öğrendiği yeni şeyi not defterine yazdı. Sema, sayıları sevdiğini ve onlarla her zaman yeni maceralar yaşayabileceğini biliyordu. Sema’nın macerası, sayıların gizemli ve eğlenceli dünyasını keşfetmenin ne kadar keyifli olduğunu gösterdi. Her sayının bir hikayesi olduğunu ve bu hikayelerin, matematik öğrenmeyi daha kolay ve heyecan verici hale getirdiğini öğrendi. Sema artık her sayıyı, sadece bir rakam değil, bir arkadaş gibi görüyordu.