Bir zamanlar, yeşillikler içinde gizlenmiş, şirin bir krallıkta, cesur ve iyi kalpli bir prens yaşarmış; adı Prens. Prens, babası Kralın, krallığına gelen herkese şefkatle yaklaşmasını öğrenmişti. Bu yüzden her gün, krallığın her köşesini dolaşır, halkıyla sohbet eder, dertlerini dinlerdi. Prens, hayvanları çok severdi. Özellikle de yemyeşil ormanın derinliklerinde yaşayan hayvanlarla vakit geçirmekten hoşlanırdı. Bir gün, ormanın en gizli köşesinde, kayaların arasına gizlenmiş, parlak pullarıyla göz kamaştırıcı bir ejderha buldu. Ejderha, diğerlerinden farklıydı; gözleri bilgelikle parlıyor, tüyleri ise altın rengindeydi. 'Merhaba, küçük dost,' dedi Prens nazikçe. 'Adım Prens.' Ejderha, 'Merhaba Prens,' diye karşılık verdi. 'Benim adım ise, Zümrüt.' Zümrüt, aslında sihirli bir ejderhaymış. Krallığın güvenliğini sağlayan gizli bir koruyucuymuş. Yalnızca iyi yürekli insanlara görünür, kötülere karşı ise gizlice savaşır, kimsenin bilmesine izin vermezmiş. Prens, Zümrüt'ün gizemli dünyasını öğrenmeye hevesliydi. Günlerce, Zümrüt'ten sihir öğrenmeye çalıştı. Zümrüt, Prens'e doğanın gizlerini öğretti, bitkilerin iyileştirici güçlerini, hayvanların dilini anlama yollarını ve sihirli güçlerin nasıl kontrol edileceğini gösterdi. Prens, Zümrüt'ten öğrendiklerini, krallığın iyiliği için kullanmaya karar verdi. Kötü büyücü Mordred'in, krallığı ele geçirmeye çalıştığını duydu. Mordred, karanlık bir sihire sahipti ve krallığı yok etmek için gizlice planlar yapıyordu. Prens korkmadı. Zümrüt'ün öğrettiği bilgileri ve cesaretini kullanarak, Mordred'le yüzleşmeye hazırlandı. Prens, Zümrüt'ün verdiği bir sihirli asa ile Mordred'in kaleye doğru ilerlediğini gördü. Kalenin etrafı, korkunç yaratıklarla doluydu. Prens korkmadı; Zümrüt'ün öğrettiği büyüleri kullanarak bu yaratıkları alt etti. Sonunda, Mordred ile karşı karşıya kaldı. 'Seni durduracağım, Mordred!' diye haykırdı Prens. Mordred, kahkaha attı: 'Küçük prens, sen beni nasıl durduracaksın?' dedi. Prens, Zümrüt'ün öğrettiği sihirli asayı kaldırarak, 'Doğanın gücüyle!' diye bağırdı. Prens, asayı sallayarak, Mordred'in karanlık büyülerini bozdu. Mordred, kendi büyüsünün etkisine kapılıp, güçsüz düştü. Prens, Mordred'i hapsetti ve krallığı kurtardı. Krallık, Prens'in cesaretine ve bilgeliğine şükretti. Prens, Zümrüt'ün öğrettiklerini herkesle paylaştı. Kötüye kullanılmaması şartıyla, sihirli güçlerin herkesin yararına kullanılabileceğini gösterdi. Prens, halkıyla birlikte, doğayı korudu ve herkesin mutlu ve huzurlu yaşaması için çalıştı. Prens, Zümrüt ile dostluğunu ölene kadar sürdürdü. Zümrüt, krallığın gizli koruyucusu olmaya devam etti ve Prens her zaman, gerektiğinde ona danıştı. Prens, herkese şefkatle yaklaştı ve herkesin kalbinde sevgi ve umut uyandırdı. Bu sayede, krallığı hep mutlu ve huzurlu kaldı. Bu hikaye, bize iyiliğin, cesaretin, dostluğun ve doğayı sevmenin önemini öğretiyor.