Öykü, yaz tatili için ailesiyle birlikte deniz kenarındaki güzel bir eve gitmişti. Ev, rengarenk çiçeklerle dolu bir bahçeye sahipti. Öykü, her sabah güneşin doğuşunu izleyerek güne başlıyor, gün boyu denizde yüzüyor, kumsalda kumdan kaleler yapıyor ve akşamları da yıldızları seyrederek uyuyordu. Çok mutluydu. Bir gün, kumsalda oynarken çok fazla koşuşturdu ve akşam olduğunda kendisini çok halsiz hissetti. Baş ağrısı ve hafif ateşi vardı. Annesi onu hemen eve götürdü. Annesi, 'Tatlım, biraz halsiz görünüyorsun. Sanırım biraz dinlenmen gerekiyor,' dedi. Öykü, annesinin kucağına yattı ve uykuya daldı. Sabah uyandığında kendini daha kötü hissediyordu. Annesi hemen doktoru aradı. Doktor, kısa bir süre sonra eve geldi. Çok tatlı ve güleryüzlü bir doktordu. Öykü, doktorun yanındaki oyuncak ayıya bakarak 'Merhaba' dedi. Doktor Öykü'yü muayene etti ve 'Sevgili Öykü, biraz hasta olmuşsun. Sana bir iğne yapacağım, hemen kendine geleceksin,' dedi. Öykü, iğneden hiç korkmuyordu. Doktorun nazik tavırları ve oyuncak ayı, onu rahatlatmıştı. Doktor, iğneyi yaparken Öykü, 'Acımıyor,' diye fısıldadı. İğne bittikten sonra Öykü kendisini daha iyi hissetmeye başladı. Doktor, 'İşte bak, şimdi iyisin! Birkaç gün daha dinlenmen gerekecek. Bol bol sıvı tüketmelisin ve dinlenmelisin,' dedi. Doktor, Öykü'ye renkli bir bandaj taktı ve ona bir şeker verdi. Öykü çok mutluydu. Doktorun sıcaklığı ve ilgisi onu çok etkilemişti. Doktor gittikten sonra Öykü, annesiyle birlikte kitap okudu ve biraz uyuyup dinlendi. Ertesi gün, Öykü'nün arkadaşı Ayşe onu ziyarete geldi. Ayşe, Öykü'nün iyileştiğini görünce çok sevindi. 'Öykü, çok üzüldüm hastaymışsın,' dedi Ayşe. 'Ama şimdi çok iyi görünüyorsun. Biliyor musun, sana çizdiğim bir resim getirdim!' Ayşe, Öykü'ye rengarenk bir resim gösterdi. Resimde, Öykü ve Ayşe birlikte denizde yüzüyorlardı. Öykü çok mutlu oldu ve Ayşe'ye teşekkür etti. O gün, arkadaşlarıyla birlikte oyunlar oynayarak ve sohbet ederek eğlenceli zaman geçirdiler. Öykü, hastalığı sırasında hastanenin temiz ve düzenli ortamını, doktorların ve hemşirelerin nazik ve ilgili davranışlarını gördü. Bu durum, Öykü’nün ileride doktor olmak isteme kararını pekiştirdi. O, hastalığı atlattıktan sonra, hastanenin içini gezme fırsatı buldu, ve hastanede çalışan insanlarla tanıştı. Hastanenin çalışma sistemini anlamak için sorduğu sorulara sabırla cevap verdiler. Öykü, hastanede gördüğü tüm bunların, insanların sağlığı için ne kadar önemli olduğunu fark etti. Doktor olmak onun için daha da anlamlı bir hedef oldu. Öykü, tatilinin geri kalanında dikkatli davranarak, bol bol dinlenerek ve sağlıklı beslenerek kendini tamamen iyileştirdi. Tatilinin son gününde, annesiyle birlikte denizin kenarında oturup, gün batımını izlerken, öğrendiği şeyleri düşündü. Hastalığı atlatmanın, doktorların ve hemşirelerin özverisinin ne kadar önemli olduğunu anladı. Aynı zamanda, arkadaşlarının desteğinin, iyileşme sürecinde kendisine ne kadar iyi geldiğini fark etti. Öykü, bu yaz tatilini hiç unutmayacaktı. Çünkü hem eğlenmiş hem de çok önemli dersler öğrenmişti. Bundan sonra daha dikkatli olup, sağlığına daha çok dikkat edeceğine karar verdi. Öykü, tatilden eve mutlu ve sağlıklı bir şekilde döndü ve hedefini belirlemişti: ileride insanlara yardımcı olmak için bir doktor olmak! Bir dahaki yaz tatiline kadar Öykü, doktor olmak için çok çalışmaya ve öğrenmeye devam edecekti. Ve elbette, yeni maceralar ve arkadaşlıklar onu bekliyordu.