Fayuk, küçük bir köyde yaşayan, meraklı ve iyimser bir çocuktu. Gözleri, gökyüzünün mavisini andıran, parlak ve canlıydı. Saçları ise, güneşin altın rengini taşıyan, yumuşak ve dalgalıydı. Ahu ise, komşu köyden gelen, zarif ve nazik bir kızdı. Uzun, siyah saçları ve badem gözleri vardı. Her ikisi de hayallerle dolu, masum kalplere sahipti. Fayuk ve Ahu, ilk kez köy şenliğinde karşılaştılar. Ahu, elinde parlak kırmızı bir elma ile şenlik alanında dans ediyordu. Fayuk, onu uzaktan izleyip büyülenmişti. Ahu'nun gülüşü, güneşin sıcaklığını andırıyordu. Kalbi, sanki bir kuş gibi göğsünde çırpınıyordu. Cesareti toplayıp Ahu'nun yanına yaklaştı. 'Merhaba,' dedi Fayuk, sesi biraz titriyordu. 'Ben Fayuk.' 'Merhaba Fayuk, ben Ahu,' diye karşılık verdi Ahu, nazlı bir sesle. Gülümsedi. Fayuk, Ahu'nun gülüşünün sihirli bir güç taşıdığını hissetti, sanki tüm dünyayı ısıtıyordu. O günden sonra, Fayuk ve Ahu her gün buluşmaya başladılar. Ormanın derinliklerinde yürüyüşler yapıyor, ırmak kıyısında hikayeler anlatıyor, birlikte yıldızları izliyorlardı. Aralarındaki bağ her geçen gün daha da güçleniyordu. Bu bağ, saf ve temiz bir sevgiydi. Birbirlerine karşı derin bir saygı ve sevgi duyuyorlardı. Bir gün, köylerinde büyük bir sorun çıktı. Köyleri ve komşu köy, derin bir vadiyle ayrılıyordu. Eskiden, bu vadiyi geçen sihirli bir gökkuşağı köprüsü vardı ama zamanla, köprünün sihirli gücü azalmış ve yok olmaya başlamıştı. Köyler birbirinden kopmuş, iletişim kesilmişti. Fayuk ve Ahu'nun kalpleri buruktu. Birlikte bir çözüm bulmaları gerekiyordu. Fayuk, köyün bilgesi olan yaşlı kadına danıştı. Yaşlı kadın, 'Gökkuşağı köprüsünün sihirli gücünün, aşk ve sevginin gücüyle geri kazanılabileceğini' söyledi. 'İki köyün çocukları, ellerinde sevgi dolu kalplerle köprüye gelirlerse, köprü eski gücüne kavuşabilir,' diye ekledi. Fayuk, hemen Ahu'ya haber verdi. Ahu, fikri çok beğendi. İki çocuk, tüm köy çocuklarını toplayıp, ellerinde çiçekler ve sevgi dolu kalplerle, eski gökkuşağı köprüsünün bulunduğu yere doğru yola koyuldular. Yolda, birbirlerine sevgi ve dostluklarını gösteren şarkılar söylediler, oyunlar oynadılar. Her çocuk, kalbindeki sevgiyi köprüye aktarmaya çalıştı. Köprüye vardıklarında, büyük bir sevgi ve umut dalgası hissettiler. Çocukların kalplerindeki sevgi ve mutluluk, gökkuşağı köprüsüne sihirli bir enerji aktardı. Köprü yavaş yavaş renklenmeye, parlamaya başladı. Renkler, daha önce hiç görmedikleri kadar parlak ve canlıydı. Gökkuşağı köprüsü yeniden canlanmıştı! İki köy yeniden birleşmişti. Fayuk ve Ahu, bu büyük başarının sevincini yaşadılar. Köylerde büyük bir şenlik düzenlendi. Fayuk ve Ahu, tüm çocuklara sevginin ve dostluğun önemini anlattılar. Onların hikayesi, nesilden nesile aktarıldı. Çünkü Fayuk ve Ahu'nun hikayesi, sadece bir aşk hikayesi değildi; aynı zamanda, sevginin, dostluğun ve birlikteliğin gücünü gösteren, öğretici bir hikayeydi. Çocuklar, Fayuk ve Ahu'nun hikayesinden sevginin önemini öğrendiler. Sevginin, dünyayı güzelleştirdiğini, insanları birleştirdiğini ve her türlü sorunun üstesinden gelme gücü verdiğini kavradılar. Fayuk ve Ahu'nun hikayesi, onlar için her zaman bir ilham kaynağı oldu.