Erva ve Numan, en yakın arkadaşlardı. Birlikte okuldan eve yürür, bahçelerinde saklambaç oynar, hatta bazen Numan'ın annesinin yaptığı kurabiyeleri gizlice yerlerdi. Ama her şey, 'Sihirli Orman' adlı yeni bilgisayar oyununun çıkmasıyla değişti. Oyun, fantastik yaratıklarla dolu bir dünyada geçmekteydi ve oyun içindeki para birimiyle, 'sihirli toz'larla, her türlü eşyayı satın alabilirdiniz. Erva ve Numan, oyuna aynı anda başlamış, saatlerce oynamışlardı. Numan, daha azimli olduğu için Erva’dan daha fazla 'sihirli toz' toplamıştı. Bir gün, Numan sevinçle, 'Bak Erva! 10.000 sihirli tozum var! Sen kaç tane topladın?' diye sordu. Erva ise, 'Ben sadece 8.000 tane topladım' diye yanıtladı, sesi biraz üzgündü. Numan, 'Daha çok oynamalısın o zaman!' dedi, gülümseyerek. Ama Erva bunu duymak istemedi. Numan'ın kendisinden daha fazla sihirli tozu olmasına içerledi. Bu durum, her zamanki neşeli ve şakacı Erva'yı, huysuz ve asık suratlı biri haline getirdi. Ertesi gün okulda, Erva Numan’la konuşmayı reddetti. Numan, Erva’nın neden böyle davrandığını anlamadı. 'Ne oldu Erva? Dün oyun yüzünden mi üzgünsün?' diye sordu. Ama Erva, 'Seninle konuşmak istemiyorum!' diye bağırdı. Numan, çok üzüldü. En yakın arkadaşının kendisine neden kızdığını anlayamadı. O akşam, eve dönerken, Numan arkadaşlarıyla oynarken, oyunun haksız olduğunu düşündü. Düşündü düşündü, 'Belki de Erva’nın daha az sihirli tozu olması onu üzdü' diye düşündü. Numan, Erva'nın duygularını anlamaya çalıştı. Ertesi gün okulda, Numan Erva'ya yaklaştı. 'Erva, özür dilerim' dedi. 'Dün sana yanlış davrandım. Senin daha az sihirli tozun olması beni üzmüyor. Sen benim en iyi arkadaşımsın. Oyun sadece bir oyun. Önemli olan, bizim arkadaşlığımız.' dedi. Erva önce şaşırdı. Sonra gülümsedi. 'Ben de özür dilerim Numan. Sen haklısın. Oyunun önemi yok; önemli olan, bizim arkadaşlığımız' dedi. İkisi de birbirlerine sıkıca sarıldılar. Numan, oyun parasıyla aldığı en iyi kılıcını Erva’ya hediye etti. 'Bunu sana hediye ediyorum, böylece sen de güçlü bir savaşçı olabilirsin' dedi. Erva ve Numan yeniden arkadaş oldular. Birlikte oyun oynamaya devam ettiler ama artık birbirlerine karşı daha anlayışlı ve sabırlılardı. Oyunu daha çok birlikte oynadılar ve birbirlerine yardımcı oldular. Birlikte güçlüydüler ve her zaman yardımlaştılar. Birlikte daha çok sihirli toz kazandılar. Ancak, sihirli tozdan daha değerli olan şeyin arkadaşlık olduğunu anladılar. Bu olaydan sonra, birbirlerinin duygularına daha çok dikkat etmeyi öğrendiler. Oyun sadece bir oyundu, ama arkadaşlıkları her şeyden önemliydi. Oyun sonunda kazandıkları sihirli tozlarla, birlikte yeni kıyafetler ve eşyalar aldılar. Birlikte kahkahalarla, oyunun tadını çıkardılar. Artık oyun sırasında, kimin daha çok sihirli tozu olduğu değil, birlikte oyun oynamanın keyfi önemliydi. Erva ve Numan, bu olaydan çok şey öğrendiler. Arkadaşlıklarının değerini daha iyi anladılar ve birbirlerine karşı daha anlayışlı oldular. Her zaman birbirlerinin duygularını düşünmeyi öğrendiler ve tartışmaları çözmek için iletişim kurmanın önemini kavradılar. 'Sihirli Orman' oyununda sadece sihirli toz değil, gerçek hayattaki arkadaşlıklarının da ne kadar değerli olduğunu keşfettiler. Ve bir daha asla oyun yüzünden arkadaşlıklarını bozmadılar. Onların hikayesi, arkadaşlığın, rekabetten daha önemli olduğunu ve birbirini anlamak ve affetmenin her zaman çözüm olduğunu gösteriyor.