Bir sabah Semih uyandığında yanağının kaşındığını fark etti ve kaşıdı da kaşıdı… Sonra yüzünü yıkamaya gittiğinde bir aynada gördüğü şeye inanamadı. Yüzünde kocaman kırmızı bir nokta vardı! Annesine koştu ve hemen bu ufak ve kaşıntılı sinir bozucu noktayı gösterdi. Annesi ergenliğe girmeye başladığı için sivilce çıktığını açıklamaya çalışırken, Semih kızgın bir ses tonuyla ‘’Ama anne sivilce ne demek, ergenlik ne demek hem neden bende sivilce çıkıyormuş?’’ diye sesini yükseltti. Ergenliğin bir diğer anlamının büyümek olduğunu açıklamaya çalışan annesi, Semih’in bu tepkisi karşısında başlangıçta korksa da Semih’in ablasının büyüme evresinden alışkındı.
Semih annesine bu şekilde kendisini hiç beğenmediğini söylemek duygularını paylaştı ve kahvaltısını bitirir bitirmez, “bu çirkin noktayı yok etmenin bir yolu olmalı” diye düşünüp, deneylerle uğraşmayı çok seven arkadaşı Ayşe’nin evine koşarak gitti. Olanları bir solukta Ayşe’ye anlatan Semih, endişeyle sorusunu sordu: “Ayşe bana sivilcemi küçültmem için bir alet yapar mısın?"
Ayşe tüm gün çalışıp didinerek “Son Sivilce Bükücü” adını verdiği aleti Semih’e gösterdi ve gösterdiği gibi Semih aleti Ayşe’nin elinden kaptı. Ayşe, “Dur, ne yapıyorsun! Daha aleti bitirmedim, yan etkilerini test etmemiz lazım!” Diye bağırmışsa da, Semih çoktan aleti yanağına yaslayıp, düğmesine basmıştı bile…
Aradan birkaç dakika geçti geçmedi, Semih’in yanağındaki sivilce iyice büyüdü. Ayşe de, Semih de gözlerine inanamıyorlardı. Çünkü sivilcenin büyümesi bitmek bilmiyordu. Yarım saatlik endişe dolu dakikaların ardından Semih’in sivilcesi, yanağının neredeyse yarısını kaplamıştı. Ayşe’nin bir anda gözleri parladı ve Semih’e dönüp, “Semih! Bütün istediğimiz her şeyi büyütebiliriz galiba!” Diyerek sevinçle bağırdı. Ama hemen ardından aklına bu aleti aslında sivilceyi küçültmek için yaptıkları aklına geldi.
Bu sırada gittikçe üzülen ve sinirlenen Semih, aynaya bakarken, kocaman olmuş sivilcenin de bir yüzü olduğunu ve sivilcenin hüngür hüngür ağladığını farketti. Semih korkudan ne yapacağını şaşırmıştı ama Ayşe hemen sivilcenin söylediklerine kulak kabarttı. Sivilce ağlayarak, “Beni niçin kimse istemiyor, çok mu çirkinim” diye bir şeyler söyleniyordu. Semih çok korktuğu için onun yerine konuşmak isteyen Ayşe, sivilceye eğilerek “Semih senden çok rahatsız olmuş ve yüzünde istemediği bir kırmızı nokta istemiyormuş.” Dedi. Sivilce ise ağlamaya devam ederek söylenmeye devam etmiş: “Ben insanlar büyürken, deride değişen yağ oranları nedeniyle oluşabilen bir noktayım. Size hiçbir zararım yok. Evet çok yakışıklı değilim, ama zaten birkaç gün içerisinde yok olup gideceğim. Tek yapılması gereken, günlük yüz temizliğine dikkat edilmesi ve benimle özel olarak oynanmaması. Çünkü benle oynandığında benim bile istemediğim kadar büyüyebiliyorum, beni rahat bıraksaydınız, 4 gün sonra yok olacaktım.”
Ayşe ve Semih bu duydukları karşısında şok oldular. Başka bir makineyle falan uğraşmadan Semih hemen evine koştu. Olanları annesine anlattı, birlikte yaşananlara gülüp eğlendiler. Sonra annesi, Semih’e yüzünü nasıl yıkaması gerektiğini tekrar açıkladı. Semih, sabahları ve akşamları rutin olarak yıkamalıydı. Bu sayede yüzündeki yağ ve kir oranı hep dengede kalacaktı.
Semih bu olayı takip eden 4 gün boyunca yüzünü her sabah ve akşam yıkadı. 5. Günün sabahı uyandığında aynaya baktı ve ağızlarına kulaklarına varırcasına güldü! Sivilce artık orada değildi. Derin bir oh çekti. Ama öğrendikleri sayesinde bir daha sivilce çıksa bile, onunla oynamaması gerektiğini ve sadece günlük temizliğini aksatmadan devam ettirmesini gerektiğini biliyordu.
Bu metin kocamanbisite.com için özel olarak yazılmıştır. Ticari maksat taşıyan tüm diğer dijital ortamlar ve basılı mecralarda kullanımı, kopyası, atıfı yasaktır. Eğitim maksatlı kullanım için her bir hikayeye yönelik izin alınması zorunludur.