Aralık ayının en güzel zamanı sonunda gelmişti, yeni yıla saatler kalmıştı. Ama bu yıl hiçte heyecanlı olmayan Northland kasabası halkı çoktan kendini uykuya bırakmıştı. Bu durumun farkında olan Cindy, üzgün bir şekilde odasının camından dışarıyı seyrediyordu. Dışarısı karanlık ve bomboştu. Ne neşeyle yeni yılı bekleyen insanlar, ne de ışıklarla süslenmiş sokaklar vardı. Bir çam ağacı bile yoktu. Tamamen karanlığa hapsolmuştu kasaba. İç çekerek düşündü ''kar bile yağmıyor, bu yıl Noel baba Northland'ı unutmuş olmalı.’’
Cindy bu gece ne olursa olsun uyumamakta kararlıydı çünkü Noel babanın geleceğine inanıyordu. Bir saat geçmişti ama noel babadan hiç işaret yoktu. Yavaş yavaş gözleri kapanıyordu Cindy'nin, tam kendini uykuya bırakacaktı ki ama o da ne odasının camına bir ışık vuruyordu ışık o kadar parlaktı ki gözlerini kamaştırmıştı, elleriyle gözlerini ovuşturdu ve gördükleri karşısında çok şaşırmıştı acaba uykuda mıyım, bu bir rüya mı diye düşündü. Noel baba'nın ren geyikleri camın diğer tarafında havada süzülüyordu. Gerçekten de bir rüya gibiydi. Cindy yavaşça camını araladı. Kızak yaklaştı, Cindy kızağa bindi ve kızağın emniyet kemerini taktı. Kızak yavaşça gökyüzüne doğru yükselip uçmaya başladı.
''Nereye gidiyordu bu kızak? noel baba neredeydi?'' diye düşünürken birden arka koltukta bir kıpırdanma oldu. Cindy arkasında döndü o da ne kızakta biri uyuyordu hem de mışıl mışıl. Cindy uyuyan çocuğa ''hey sende kimsin'' diye seslendi.
Çocuk birden gözlerini açtı. ''Merhaba ben Eddy'' dedi. Cindy’de kendini tanıttı. Eddy'e kızakların nereye gittiğini sordu. Eddy bu soruyu şaşırmış bir şekilde ''nasıl bilmezsin'' diye cevapladı ve anlatmaya başladı. ''Küçükken annem bana bir kitapta okumuştu. Her yeni yılda 3 şanslı çocuk seçilir. O çocukları Noel babanın kızakları alır ve kuzeye götürür yani Noel Baba'ya'' Cindy bu duyduklarına çok şaşırmıştı bir o kadar da sevinmişti. Gördüklerinden ve duyduklarından sonra uyumadığı için çok sevinmişti, belki de uyusaydı bütün bunları yaşayamayacaktı.
Cindy ve Eddy konuşmaya devam ederken kızak bu sefer üçüncü şanslı kişinin odasının camına yaklaştı. Bu sefer kızağa sapsarı uzun saçlı bir kız çocuğu bindi. Cindy ve Eddy yeni arkadaşlarına adını sordu. ‘’Merhaba ben Alita’’ dedi küçük kız. Cindy ve Eddy, Alita’ya neler olduğunu, neden burada olduklarını anlattı. Noel babaya giden yolda iyice kaynaşıp arkadaş oldular. Birbirlerine ne kadar heyecanlı ve mutlu olduklarından söz edip durdular.Ta ki yüksek sesli bir müzik uzaklardan gelip sözlerini kesene kadar. Noel şarkısıydı bu, birbirlerine bakıp gülümsediler. Şarkıyı hep beraber söylemeye başladılar. Ren geyikleri artık yavaşlamıştı. Çocuklar Noel babaya yaklaştıklarını anlamışlardı. Kızak yavaşça aşağı doğru süzülmeye başladı ve yere kondu.
Çocuklar kızaktan indiler ve etrafa göz gezdirdiler. Her taraf yılbaşı süsleriyle donatılmıştı ve ortalıkta elfler koşuşturuyordu. Tamamen yılbaşı ruhunu yansıtan bir yerdi burası. Cindy gördükleri karşısında çok şaşırmıştı sanki bir masalın içinde gibiydi. Alita, Cindy'nin koluna dokundu ve ona karşıyı işaret ederek bakmasını söyledi. Cindy, karşısına baktığında ağzı şaşkınlıktan kocaman açılmıştı. Karşısında kocaman süslenmiş bir yılbaşı ağacı duruyordu. O kadar büyüktü ki, dünyadaki tüm yılbaşı ağaçları birleşse bile buna yetişemezdi. Elfler çocukların etrafında çember oluşturdu. Bir yandan dans ediyor bir yandan Noel şarkısı söylüyorlardı. Cindy onlara eşlik etmeye başladı. Elflerden birinin elini tuttu ve çembere dahil oldu. Onlarla birlikte şarkılar söylüyor ve dans ediyordu. Cindy’i gören Alita ve Eddy’de onlara eşlik etmeye başladı. Elflerden biri Cindy’nin, biri Alita’nın, biri de Eddy’nin elini tutmuştu. Onları bir yere götürmek istiyor gibiydiler. Elflerin onları götürmesine izin veren çocuklar, nereye gideceklerini merak etmişlerdi.
Kocaman kırmızı bir hediye paketine benzeyen fabrikanın önünde duran elfler, çocukları fabrikanın içerisine soktu. Cindy içeri girer girmez buranın Noel babanın hediyelerinin yapıldığı fabrika olduğunu anladı. O kadar heyecanlanmıştı ki, etrafında dönüyor ve fabrikayı inceliyordu. Elflerden biri onu takip etmelerini söyledi. Aşama aşama hediyelerin nasıl yapıldığı, nasıl paketlenip, süslendiğini göstermek istemişti elfler onlara. Bu bir gelenekti. Buraya gelen bütün çocuklara yılbaşında neler olduğunu, yeni yıla nasıl hazırlanıldığı elfler tarafından gösterilirdi. Elfler küçük, sevimli olmalarının yanında çalışkan olmalarıyla bilinirdi. Hediye fabrikasında elfler çalışıyordu. Çocukları yıl içinde gözlemleyip istedikleri hediyeleri hazırlar ve yıl sonuna kadar saklar.Yıl sonunda bu fabrikada paketler, çocuklar için hazır hale getirirlerdi. Cindy gülümsedi ve onlara teşekkür etti. Bütün bunlar tüm çocuklar için çok değerliydi. Onlar mutlu olsun diye elfler tüm yıl çalışırdı. Fabrika gezisinin sonuna gelmişlerdi.
Yeni yıla çok az bir süre kalmıştı. Çocuklar noel baba nerede diye düşünüyorlardı. Çok heyecanlılardı, daha fazla beklemek istemiyorlardı. Derken uzaklardan noel babanın o şen ve tok kahkahası duyuldu ‘’HO HO HO’’. Birbirlerine baktılar, mutluluktan gözlerinin içi gülüyordu. Gökyüzünün uzaklarında görünen noel babanın kızağı yavaş yavaş yaklaşıyordu. Sabırsızlandılar. Kızak yavaşça yere kondu ve noel baba kızaktan inmek için hazırlandı. Çocuklar gördüklerine inanamıyorlardı. Uzun zamandır bu anı beklemişlerdi.
Noel baba çocuklara yaklaştı ve güldü ‘’HO HO HO’’. Noel baba o kocaman göbeğiyle işte orada duruyordu, Cindy’nin tam önünde. Cindy noel babaya elini uzattı ve kendini tanıttı. ‘’Merhaba noel baba, ben Cindy. Tüm yıl bu anı bekledim ve işte gerçek oldu’’ Noel baba Cindy’nin elini tuttu ve gülümsedi. ‘’Merhaba Cindy, tanıştığıma memnun oldum’’dedi.
Noel baba Alita ve Eddy ile de tanıştıktan sonra Elflerden birisinin kulağına eğilerek kızaktan hediyeleri getirmesi gerektiğini söyledi. Elf hediyeleri getirdikten sonra Noel baba hediyeleri çocuklara uzattı. Çocuklar çok heyecanlandı ve hediyelerini bir an önce açmak istiyorlardı ama Noel baba onlara beklemelerini söyledi. ‘’Hediyelerinizi açmadan önce size bir şeyler söylemek istiyorum’’ dedi Noel baba. Sözlerine ‘’Çocuklar çok şanslısınız’’ diyerek başladı. Ama şanslı olmalarının sebebi Noel babayı görmelerinden dolayı değildi. ‘’Bana her zaman inandınız ve umudunuzu hiç kaybetmediniz. Hayatta da her zaman böyle olun, size inanmayanlar olsa da, siz hiçbir zaman umut etmekten ve çabalamaktan vazgeçmeyin. Bunu yapabileceğinize inandığım için sizlere şanslı olduğunuzu söyledim.’’ Noel baba sözlerini bitirirken Cindy’nin gözünden bir damla yaş süzüldü.
O kadar mutluydu ki bunlar mutluluk gözyaşları olmalı diye düşündü. Noel baba hediyeleri açmadan önce onları son bir kez kızak turuna çıkartmak istedi. Çocukların ve noel babanın kızağa binmesiyle ren geyikleri yavaşça gökyüzüne doğru süzüldü. O kadar yükselmişlerdi ki, Cindy elini uzatsa bir yıldıza bile dokunabilirdi. Noel baba çocuklara baktı ‘’HO HO HO’’ şen kahkahasını atmasıyla beraber kar yağmaya başladı. ‘’Sonunda’’ dedi Cindy ve gülümsedi. Çocukların artık eve gitme vakti gelmişti. Noel baba Eddy ve Alita’yı evlerine bırakmıştı. Son durakta Cindy’nin evi vardı.
Kızak Cindy’nin odasının camına yaklaştı ve Cindy odasına girdi. Noel baba kızağı gökyüzüne uçurmadan önce, Cindy’e döndü ve ‘’umarım hediyeni beğenirsin Cindy’’ dedi. Cindy ise ona hayranlıkla baktı ve gülümsedi ‘’Teşekkür ederim Noel baba.’’ Noel baba kızağını gökyüzüne çevirdi ve gözden kayboldu. Cindy hediyesini açtı ve o da ne kutunun içinde Cindy’nin en sevdiği ama birkaç yıl önce kaybettiği pembe ayıcığı vardı. Hediyesine çok sevinen Cindy, ayıcığına sarılarak derin bir uykuya daldı.
Bu metin kocamanbisite.com için özel olarak yazılmıştır. Ticari maksat taşıyan tüm diğer dijital ortamlar ve basılı mecralarda kullanımı, kopyası, atıfı yasaktır. Eğitim maksatlı kullanım için her bir hikayeye yönelik izin alınması zorunludur.