Ege, kahvaltı yapmayı çok seviyor. Sabah uyanır uyanmaz elini yüzünü yıkıyor, dişlerini fırçalıyor, pijamalarını çıkarıp giysilerini kendi giyiyor ve bunun sevinciyle kahvaltıya koşuyor. Bugün kahvaltıyı ablasıyla birlikte hazırlayacak, daha doğrusu kendine eğlenceli kahvaltı tabağı hazırlama günü! "Günaydın ablacığım, zeytinleri kâseye ben koyarım" diye sesleniyor.
Ablasının kestiği domatese, salatalığa, zeytinyağı döküyor, baharatlarını atıyor. Kahvaltı hazır olunca ablasıyla birlikte Ege'nin tabağını hazırlamaya başlıyorlar. "Çiçeğimiz ne renk olsun?" diye soruyor ablası. "Papatya olsun, ortası sarı kenarları beyaz olsun!" diyor. "Yani yumurta gibi mi?" diye soruyor ablası. "Evet!" diye cevaplıyor Ege.
Yumurtaları kesip bir güzel çiçek yapıyorlar. Sapını, yaprağını maydanozdan yapıyorlar. Peynirden bulutlar, domatesten ağaçlar yapıyorlar. Günün en güzel öğünlerinden biri artık hazır.
Kahvaltı yaparken sohbet etmeye başlıyorlar. Okuldaki bahçelerinde gördüğü tatlış ve yeşil tırtılı anlatıyor. Yeşil ve parlak tüyleri ile sevimli bir şekilde hareket eden bu hayvan ne yiyor acaba bunlar diye düşünmüş ama ne yediklerini bilmediğinden ablasına sormaya karar veriyor. Ablası; yaprakları yiyorlar diyor ve bahçeye çıkıp küçük küçük ısırılmış birkaç yaprak getirip gösteriyor. Yemeklerini yedikten sonra büyüyüp gelişiyorlar, aynı insanlar gibi diyor ablası. Demek hayvanlar, insanlar yani tüm canlılar kendi yemeklerini yiyor öyle büyüyor diyor Ege.
Kendi kahvaltısını zevkle yapıyor ve okula gitmek üzere koşarak hazırlanıyor. Ablası okula bırakıyor ve arkadaşlarıyla eğlenceli bir güne başlıyor. Kahvaltı saati geliyor. Arkadaşı Ümmühan peynir yemek istemiyor. Öğretmeni peynirin ne kadar güzel bir şey olduğunu anlatmaya çalışıyor ama Ümmühan ısrarla "Hayır, işte yemeyeceğim" diye ağlamaya başlıyor.
Ege öğretmeninin yanına gidip kulağına bir şeyler fısıldıyor. Öğretmenin aklına bir fikir geliyor gibi görünüyor. "Harikasın Ege, bunu nasıl düşünemedim" diyor öğretmen ve mutfağa gidiyor. Ümmühan ve Ege heyecanla öğretmeni bekliyorlar. Birkaç dakika sonra öğretmen harika bir tabakla geri dönüyor. Peynirlerden bulutlar yapmış, içine havuç ve maydanozla harika çiçekler koymuş.
Ümmühan böyle bir tabağı ilk defa görüyor. Zevkle hepsini oynayarak yiyor. Sonraki sabah tüm arkadaşları aynı tabaklardan istiyor, herkes tabağını afiyetle yiyor. Sonrasında enerjileri yerine geliyor, oyunlar oynuyorlar, sayıları öğreniyorlar, boyama yapıyorlar...
Bu metin kocamanbisite.com için özel olarak yazılmıştır. Ticari maksat taşıyan tüm diğer dijital ortamlar ve basılı mecralarda kullanımı, kopyası, atıfı yasaktır. Eğitim maksatlı kullanım için her bir hikayeye yönelik izin alınması zorunludur.