Pazar sabahıydı. Mahalle hâlâ sessizdi. Komşuların çoğu henüz uyanmamıştı, ancak yedi yaşındaki Ali için yeni bir gün başlamıştı. Sabah güneşi, odasının penceresinden süzülüp yatağına vurunca uyanmıştı. Ali yatakta gerinirken, “Bugün farklı bir şey yapmalıyım,” diye düşündü. Ama ne yapacağına dair hiçbir fikri yoktu.
Ali’nin ailesi, İstanbul’un biraz dışında, küçük ama sıcak bir mahallede yaşıyordu. Babası Mehmet Bey bir öğretmendi, annesi ise evde hem çocuklarıyla ilgilenir hem de mahallenin kadınlarıyla çeşitli etkinliklere katılırdı. Ablası Zeynep, on üç yaşındaydı ve çoğu zaman telefonuyla vakit geçirirdi. Ali ile oyun oynamayı pek istemese de arada sırada kardeşine yardım ederdi.
Mutfaktan gelen kızarmış ekmek kokusu Ali’yi yataktan fırlattı. Pijamalarını alelacele çıkartıp günlük kıyafetlerini giydi ve mutfağa koştu. Annesi masayı hazırlamış, kahvaltıya son dokunuşları yapıyordu. Babası ise mutfakta bir yandan çay dolduruyor, bir yandan gazeteye göz atıyordu.
“Ali, bugün bir planın var mı?” diye sordu annesi, ona sıcak bir çay bardağı uzatırken.
Ali başını iki yana salladı. “Hayır, ama bugün sıradan bir gün olmasın istiyorum!”
Babası Mehmet Bey gazeteyi masaya bıraktı. Gözleri heyecanla parladı. “Ne dersin, bugün bir iyilik yapma günü olsun? Mahallede yardıma ihtiyacı olan birilerine yardım edelim.”
Ali’nin yüzü aydınlandı. İyilik yapmak! Hem eğlenceli hem de faydalı olabilirdi. “Evet, harika olur!” dedi. Ablası Zeynep, telefonunu bir kenara bırakıp alaycı bir şekilde gülümsedi. “Ben de geliyorum. Ama çok yorucu bir şey olmasın, tamam mı?”
Kahvaltıdan sonra aile, mahallede dolaşmaya çıktı. İlk durakları, köşedeki bakkal amcaydı. Her zaman güler yüzlü olan bakkal Mehmet Amca, onları görünce şaşırdı.
“Hayırdır Mehmet Bey, ailece dışarıdasınız. Tatil planı mı?”
Mehmet Bey gülümseyerek, “Bugün Ali ve Zeynep yardımlaşmanın önemini öğrenmek istiyorlar. Mahallede yardıma ihtiyacı olan biri var mı?” diye sordu.
Mehmet Amca biraz düşündü, sonra kafasını salladı. “Hımm… Şu karşı sokakta Ayşe Teyze var. Yaşlı olduğu için bahçesini toparlamakta zorlanıyor. Ona yardım edebilirsiniz.”
Ali heyecanlandı. Bahçede çalışmak kulağa eğlenceli geliyordu. Aile, teşekkür ederek Ayşe Teyze’nin evine doğru yola koyuldu.
Ayşe Teyze’nin evi, sokaktaki en eski evlerden biriydi. Kapının önünde rengârenk saksılar vardı, ama çoğunun içindeki çiçekler solmuştu. Bahçede dağınık bir masa, üst üste yığılmış eski saksılar ve yabani otlar dikkat çekiyordu.
Ali kapıya vurdu. Birkaç saniye sonra Ayşe Teyze kapıyı açtı. Beyaz saçları topuz yapılmıştı, gözlerinde yorgun ama sıcak bir ifade vardı. “Mehmet Bey! Çocuklar! Hoş geldiniz! Hayırdır?”
Mehmet Bey durumu açıkladı. Ayşe Teyze’nin yüzü aydınlandı. “Ah, ne güzel bir fikir! Benim şu bahçeyi toparlamaya gerçekten ihtiyacım var. Ama size zahmet olmasın.”
“Hiç zahmet olmaz,” dedi Mehmet Bey. “Ali ve Zeynep zaten çalışmaya can atıyor.”
Ali hemen işe koyuldu. İlk olarak bahçedeki kurumuş yaprakları toplamaya başladı. Ablası Zeynep, yabani otları temizlemek için küçük bir kürek aldı. Babası ise eski masayı tamir etmeye girişti.
Bir süre sonra Ali, saksılardan birini alıp Ayşe Teyze’ye götürdü. “Bunun içine yeni çiçekler ekebiliriz. Bahçeniz çok daha güzel olur!” dedi.
Ayşe Teyze gülümseyerek, “Harikasın Ali! İnan ki yıllardır böyle güzel bir bahçe görmemiştim,” dedi.
Bir saat içinde bahçe toparlanmış, yeni çiçeklerle dolmuştu. Ali ve Zeynep ellerini çırparak yaptıkları işin keyfini çıkarırken, Ayşe Teyze onlara limonata hazırlamıştı. Limonatalarını içerken Ayşe Teyze, çocuklara şöyle dedi:
“Bugün bana yardım ettiniz ama bunun ötesinde, kalbimi ısıttınız. İyilik, bir insanı mutlu etmenin en güzel yolu. Umarım hep böyle kalırsınız.”
Ali o sırada içinden bir söz verdi: “Her zaman iyilik yapacağım.”
Eve döndüklerinde Ali çok mutluydu. Annesine ve komşularına olanları anlatıp durdu. Hatta ertesi hafta mahallenin başka bir büyüğüne yardım etme planı yaptı.
O gece yatağına uzandığında, Ayşe Teyze’nin sözleri aklına geldi: “İyilik, kalbimizi ısıtır.” Gözlerini kapatıp uykuya dalarken, yardım ettiği insanların yüzlerini ve onların mutluluklarını düşündü. Ali, küçük bir çocuğun bile dünya için büyük bir fark yaratabileceğini anlamıştı.
Bu metin kocamanbisite.com için özel olarak yazılmıştır. Ticari maksat taşıyan tüm diğer dijital ortamlar ve basılı mecralarda kullanımı, kopyası, atıfı yasaktır. Eğitim maksatlı kullanım için her bir hikayeye yönelik izin alınması zorunludur.