Gojo, sonsuzluğunu temsil eden parlak mavi gözleriyle, Tokyo'nun kalbindeki bir parkta yürüyordu. 'Güzel bir gün', diye düşündü. Ancak huzursuzluğu uzun sürmedi. Birdenbire, yerden yükselen karanlık bir aura, etrafı sarmıştı. Sukuna, lanetli bir büyü gücüyle parlayan, ürkütücü bir şekilde gülen yüzüyle ortaya çıktı. 'Gojo,' diye tısladı Sukuna, 'Bugün gücümüzü ölçüşeceğiz!' Gojo gülümsedi. 'Olur,' dedi, 'Ama sadece eğlence olsun diye. Zarar vermeksizin, sadece yeteneklerimizi sergileyelim.' Sukuna tereddüt etti, ancak Gojo'nun kendinden emin tavrı onu ikna etti. İki güçlü lanetli ruh, muazzam güçlerini gösteren bir gösteriye başladı. Gojo, sonsuzluğunu kullanarak Sukuna'nın her saldırısını savuşturdu, Sukuna ise korkunç lanetli teknikleriyle Gojo'yu zorluyordu. Havada inanılmaz bir enerji patlaması yaşandı, ağaçlar sallandı, kuşlar kaçıştı. Ancak ikisi de birbirlerine zarar vermeden, yeteneklerini sergilediler. Bir noktada, Gojo'nun sonsuzluğunun Sukuna'nın 'cadı' benzeri doğasına karşı bir engel oluşturduğu ortaya çıktı. Sukuna'nın lanetleri sonsuzluktan geçemedi. Sukuna, Gojo'nun gücünün sınırlarını keşfetmek için yeni taktikler geliştirmeye zorlandı. Gojo ise Sukuna'nın zekasını ve beklenmedik saldırılarını takdir ediyordu. Sonunda, ikisi de yorgun ama mutlu bir şekilde durdular. 'Eğlenceliydi,' dedi Sukuna, bir anlığına şaşkın bir şekilde Gojo'ya bakarak. Gojo başını salladı. 'Gerçekten de,' dedi, 'Birbirimizi daha iyi anladık. Güç sadece yıkım için değil, keşif ve gelişim için de kullanılabilir.' İkisi de güldü ve bir daha asla birbirlerine karşı bu şekilde savaşmamaya karar verdiler. O günden sonra, Gojo ve Sukuna, güçlerini kötülüğe karşı kullanarak dünyayı birlikte korudular. Bu da onların, ne kadar farklı olurlarsa olsunlar, birlikte çalışarak büyük işler başarabileceklerini gösterdi.