Abdulkadir, cesur ve neşeli bir prensti. Bir gün, sarayın bahçesinde çilek yerken, gökyüzünde parlak bir ışık gördü. Işık, yere bir uzay gemisi bıraktı! Gemiden, tüylü bir kuş ve aslan görünümlü bir robot çıktı. Kuş, 'Merhaba, Abdulkadir! Biz, Uzay Çilek Krallığından geliyoruz. Prensesimiz kayıp!' dedi. Abdulkadir, 'Ben size yardım edeceğim!' diye cevapladı. Robot aslan, 'Harika! Gemimiz, sizi galaksi boyunca taşıyabilir.' dedi. Abdulkadir, kuş ve robot aslanla birlikte uzay gemisine bindi. Yolculuk boyunca, yıldızlararası çilek tarlalarını gördüler, komik uzaylılarla karşılaştılar ve hatta bir asteroid fırtınasından kurtuldular. Sonunda, Prenses'i buldular. Prenses, devasa bir çilek ağacının tepesinde sıkışmıştı. Abdulkadir, kahramanca bir şekilde Prenses'i kurtardı. 'Teşekkür ederim, Abdulkadir!' dedi Prenses. Abdulkadir, arkadaşlarıyla birlikte Uzay Çilek Krallığı'nda bir süre kaldı, sonra Dünya'ya döndü. 'Ne harika bir maceraydı!' diye düşündü Abdulkadir, yatağına girerken. Her gece, yıldızlara baktığında, Uzay Çilek Krallığı'nı ve yeni arkadaşlarını hatırlayıp gülümsüyordu. Öğrendiği en önemli şey ise, cesaretin ve dostluğun her zorluğun üstesinden gelmeye yeteceğidir.