Bir zamanlar, oyuncak bir dükkanında birçok oyuncak asker bulunuyordu. Aralarında bir tanesi vardı ki, diğerlerinden biraz farklıydı. O, bir Kurşun Asker'di. Bir bacağı topaldı, ama yine de cesurdu ve gözleri pırıl pırıldı. Oyuncak askerler, bir kutuya yerleştirildi ve rafta beklemeye başladılar.
Kurşun Asker'in kutunun içinde canı sıkılıyordu. Ancak, kutunun aralığından dışarıyı görmek mümkündü ve bu onun için büyük bir eğlence kaynağıydı. Gözüne ilk çarpan, masanın üstündeki oyuncak bir kale oldu. Kalede, güzel bir prenses heykeli duruyordu. Prenses kollarını açmış ve dans eder gibi bir ayağını kaldırmıştı. Kurşun Asker, prensese ilk görüşte aşık oldu. Söz söyleyemez hale gelmiş ve büyülü bir şekilde etkilenmişti.
Ertesi gün, oyuncağın sahibi olan bir çocuk, Kurşun Asker'i kutudan çıkardı ve oynamaya başladı. Kurşun Asker, prensesi daha iyi görebiliyordu ve gözlerini ondan hiç ayırmıyordu. Ama içinde korku da vardı, çünkü prensese bir şey olabileceğinden endişe ediyordu.
Tam o sırada hava birden karardı, şimşekler çaktı ve şiddetli bir rüzgar esmeye başladı. Rüzgar, Kurşun Asker'i pencereden sokağa savurdu ve onu kaldırımın kenarına düşürdü. Kimse onu fark etmedi, hatta üzerine basacak gibi olan insanlar bile vardı. Kurşun Asker'in yüreği korkudan hızla çarpıyordu.
Rüzgarın ardından yağmur başladı ve çukurlarda sular birikti, sel oluştu. Yağmur dinince, iki çocuk su birikintisinin başında oynamak için geldi. Kurşun Asker'i görünce çok sevindiler. Bir çocuk, kâğıttan bir kayık yaptı ve diğer çocuk, Kurşun Asker'i kayığa bindirdi. İki çocuk suyla oynamaya dalıp zamanla kayığı ve Kurşun Asker'i unuttu. Kayık yavaşça hareket ederek akıntıya kapıldı ve Kurşun Asker, içinde dimdik duruyordu.
Kurşun Asker'in korkusu bir süre sonra yerini meraklı bir yolculuğa bıraktı. Kayık, yağmur sularının ulaştığı büyük bir ırmakta sürüklenmeye başladı. Dalgalara kapıldı ve ilerledikçe küçüldü. Yağmur daha da hızlandı ve kayığın içine su dolmaya başladı. Sonunda, ırmak onu alıp götürdü.
Kurşun Asker, suyun derinliklerinde dalgalara karşı mücadele etti. Korku dolu anlar yaşadı, ama cesur ve dayanıklıydı. İşte o anda, ışığın yeniden göründüğü bir yerde, sıcacık bir mutfakta buldu kendini. Kurşun Asker, kurtulmanın sevinciyle nefes aldı.
O sırada çocuk, Kurşun Asker'i buldu ve odasına götürdü. Kurşun Asker, kendisini bulduğu için çok mutluydu. İlk işi prensesi araştırmak oldu. Prenses aynı yerde duruyor, kollarını açmış ve dans ediyormuş gibi görünüyordu. Ona baktıkça, Kurşun Asker'in mutluluğu daha da artıyordu.
Ancak günler geçtikçe çocuk, Kurşun Asker'den sıkılmaya başladı. Oyuncak askeri elinden alıp ateşin içine attı. Kurşun Asker, alevlerin içinde yanmaya başladı ve erimeye başladı. Sevgilisi prensesinden ayrılıyordu ve bu durum onu en çok üzen şeydi. Tam o sırada, açık pencereden giren güçlü bir esinti prensesi alıp ateşin içine sürükledi.
Kurşun Asker, prensesi kucakladı ve sevinçle kollarını açtı. Artık onlar için yeni bir hayat başlıyordu. Sonsuza kadar birlikte olabilecekleri ve mutlu bir şekilde yaşayabilecekleri bir hayatları vardı. Kurşun Asker ve prenses, birlikte maceralar yaşadı, zorlukların üstesinden geldi ve sevgileriyle her zorluğun üstesinden geldi.
Ve böylece, Kurşun Asker ve prenses, sevgi ve dayanışma ile dolu bir hayat sürdürdüler, hiç ayrılmadan mutlu bir şekilde yaşadılar.
Bu metin kocamanbisite.com için özel olarak yazılmıştır. Ticari maksat taşıyan tüm diğer dijital ortamlar ve basılı mecralarda kullanımı, kopyası, atıfı yasaktır. Eğitim maksatlı kullanım için her bir içeriğe yönelik izin alınması zorunludur. İzinsiz kopyalamanın tespiti durumunda uyarı verilmeksizin hukuki yollara başvurulacaktır.