Bir varmış bir yokmuş. Görkemli bulutların üzerinde uçarmış gibi hissedilen, masmavi gökyüzünün altında uzanan gizemli bir dünyada, cesur ve meraklı bir erkek çocuğu yaşarmış. Bu çocuğun adı, ona ne kadar özel olduğunu yansıtan “Küçük Şimşek”miş. Küçük Şimşek, uzun kulaklı tavşanlarla yarış yapmaktan, ağaç dallarına tırmanıp el sallamaktan ve rengârenk topuyla akrobatik hareketler sergilemekten büyük bir mutluluk duyardı.
Bir gün, Küçük Şimşek eski, ahşap bir kulübenin önünden geçerken gökyüzünü kaplayan beyaz bir ışık parlamış. Parlama kaybolduğunda, kulübenin kapısında kocaman gümüş renkli bir kalkan belirmiş. Kalkanın üstünde, bir yıldırım simgesi ve etrafını saran minik kalpler varmış. Bu kalkanı gördüğünde, Küçük Şimşek’in içi kıpır kıpır olmuş; çünkü spor yapmayı, hızlı koşmayı ve herkese yardım eden bir süper kahraman olmayı hayal edermiş.
Küçük Şimşek, kalkanı eline aldığında bütün vücudunda yumuşak bir sıcaklık hissetmiş. Sanki minik kalplerden yayılan sevgi, onu sarıp sarmalıyor, yıldırım figürü ise ona kocaman bir cesaret veriyormuş. İşte o an, “Ben bir süper kahraman olacağım ve kalkanımla herkesi koruyacağım!” diye içinden geçirmiş. Ama önce disiplinli bir şekilde çalışması gerektiğini, spor yaparak güçlü olmasının şart olduğunu da biliyormuş.
Kalkanı aldıktan sonra Küçük Şimşek, her sabah erkenden kalkıp sihirli bir ormanın içindeki geniş alanda egzersiz yapmaya başlamış. Akrobatik hareketlerini geliştirmek için dallara tırmanıyor, yumuşak yosunların üzerinde zıplıyormuş. Elleriyle top sektiriyor, gerektiğinde uzaklara koşuyor, bazen de komşu çiftlikteki minik keçilerle idman yapıyormuş. Ne kadar yorulsa da, gözlerinde hiç sönmeyen bir ışıltı varmış. Çünkü biliyormuş ki bir süper kahraman, sadece güçlü olduğu için değil, disiplinle çalışıp başkalarına sevgisini gösterdiği için de gerçek kahraman olabilirmiş.
Bir sabah idman sonrası dinlenmek için büyük bir çınar ağacının gölgesine çekilmiş. Uzanırken bir ses duymuş: “Hey! Beni kurtarır mısın?” Küçük Şimşek etrafa bakınmış ama kimseyi görememiş. Tekrar bir ses: “Buradayım, toprağa bak!” Küçük Şimşek toprağa doğru eğildiğinde, minik bir çiçeğin yaprağına dolanmış incecik bir ip görmüş. Rüzgârla birlikte savrulan ip, çiçeğin boynuna sıkı sıkıya dolanmış ve onu her an koparacak gibi duruyormuş.
Küçük Şimşek hemen kalkanını kenara koymuş, nazikçe ipi çözmeye çalışmış. Ama ip düğüm olmuş. Biraz uğraştıktan sonra ipi çözüp çiçeği kurtarmış. Çiçek kurtulduğuna öyle sevinmiş ki aniden gövdesi parlayarak Küçük Şimşek’e gülümsemiş. “Sen gerçekten de yardımsever ve cesur bir kahramansın. Ama iyiliğinin sırları sadece güç ve hız değil, kalbindeki sevgidir,” demiş. İşte tam o anda, Küçük Şimşek’in kalkanındaki yıldırım simgesi ışıl ışıl parlamış. Sevgi ve iyilik, kalkanın gücünü artırıyormuş.
Birkaç gün sonra, ormanda büyük bir heyecan dalgası yayılmış. Uzaklardaki bir oyun alanında düzenlenen özel spor müsabakasına katılmak için birçok çocuk toplanıyormuş. Herkes, güçlü kolları ve hızlı koşusuyla ünlü olan “Dev Adımlar” adlı çocuğu konuşuyormuş. Kimse onunla yarışmaya cesaret edemiyormuş. Ancak Küçük Şimşek, kalkanı ve kalbindeki inancıyla bu yarışmada yer almak istemiş. “Disiplinle çalıştım, her gün sevgimi paylaştım, cesaretimi topladım. Ben de yarışabilirim,” diye düşünmüş.
Yarış günü geldiğinde, tüm çocuklar başlangıç çizgisinde sıraya geçmiş. Birçok renkli topun üstünden zıplayarak ilerlemek, küçük engelleri aşmak ve en sonunda pırıl pırıl bir bandı göğüslemek gerekiyormuş. Yarış başladığında herkes büyük bir coşkuyla koşmaya başlamış. Dev Adımlar ise gerçekten de çok hızlıymış ve diğer çocukları hemen geride bırakmış. Küçük Şimşek de elinden geleni yapmış; ama birden top engelini aşarken dengesini kaybetmiş ve yere düşmüş.
Tam kalkmaya hazırlanırken karşısında bir çocuğun yardıma ihtiyacı olduğunu fark etmiş. “Bu engeli aşamıyorum,” diye sızlanıyormuş çocuk. Küçük Şimşek, yarışı bırakmak pahasına da olsa yardım etmek için koşmuş. Çocuğun elinden tutup birlikte engeli aşmışlar. Sonra ikisi de büyük bir sevinçle devam etmiş. Bu sırada Dev Adımlar neredeyse bitiş çizgisine ulaşmak üzereymiş.
Küçük Şimşek tüm gücünü toplayarak son engelleri de geçmiş. Bitiş çizgisine yaklaştığında, kalkanındaki yıldırım simgesi yine parlamaya başlamış. Koşarken yüreği hızla atıyor, disiplini ve sevgiyi unutmadığı için kendisiyle gurur duyuyormuş. İşte tam o sırada Dev Adımlar ayağına takılıp yere kapaklanmış. Diğer yarışmacılar onu geçerek koşmaya devam etmiş. Küçük Şimşek, tereddüt etmeden durup Dev Adımlar’a yardım etmiş. Onu kaldırıp destek olmuş. İkisi birlikte bandı göğüslemişler. Etrafı izleyen herkes, en az Dev Adımlar’ın gücü kadar, Küçük Şimşek’in sevgisini ve disiplinini konuşmaya başlamış.
Yarış bittikten sonra, kalkanın üzerinde beliren minik kalpler tek tek parlayarak gökyüzüne yükselmiş. Bu görüntü, herkesin kalbine sıcak bir duygu saçmış. Dev Adımlar, Küçük Şimşek’e dönerek, “Gerçek kahramanlığın sadece kazanmak olmadığını sayende öğrendim. Disiplinin, sevgin ve yardımlaşman bana yeni bir dünya gösterdi,” demiş.
O günden sonra, Küçük Şimşek’in adı tüm çocuklar arasında bir efsane olmuş. Hangi sporu yaparsa yapsın, kalkanının gücünü kalbindeki sevgi ve disipline borçlu olduğunu asla unutmamış. Ve usulca gözlerini kapattığında, rüzgârın tatlı esintisiyle kalkanın minik kalpleri hep ona fısıldarmış: “Gerçek gücün yüreğinden gelir, asıl zafer sevgiyi paylaşmaktır.”
Bu metin kocamanbisite.com için özel olarak yazılmıştır. Ticari maksat taşıyan tüm diğer dijital ortamlar ve basılı mecralarda kullanımı, kopyası, atıfı yasaktır. Eğitim maksatlı kullanım için her bir içeriğe yönelik izin alınması zorunludur. İzinsiz kopyalamanın tespiti durumunda uyarı verilmeksizin hukuki yollara başvurulacaktır.