Zeynep, en yakın arkadaşı Ayşe ile birlikte, her zaman eğlenceli maceralara atılırdı. Bir gün, Zeynep'in büyükannesinin eski sandığında, tozlu bir bezle kaplı, sihirli bir çanta buldular. Çanta, küçük ve deri gibiydi. Zeynep, 'Bu çantada ne var acaba?' diye merakla sordu. Ayşe, 'Açıp bakalım!' dedi. Çantayı açtıkları anda, içinden minik, uçan balonlar fışkırdı. Balonlar, gökkuşağı renklerindeydi ve her biri farklı bir meyve kokuyordu. Zeynep ve Ayşe, şaşkınlıkla balonları izlediler. Balonlar, 'Havaya uç, uç, uç!' diye bağırarak etrafa dağıldılar. Zeynep ve Ayşe de balonların peşinden koştular. Balonlar onları, yeşil bir vadiye götürdü. Vadide, mutlu cüceler yaşıyordu. Cüceler, Zeynep ve Ayşe'yi büyük bir sevinçle karşıladılar. Zeynep, 'Bizimle oyun oynamak ister misiniz?' diye sordu. Cüceler, 'Elbette isteriz!' diye bağırdılar. Zeynep ve Ayşe, cücelerle birlikte, bütün gün oyun oynadılar. Cücelerle birlikte, top oynadılar, şarkılar söylediler, dans ettiler. Zeynep ve Ayşe, bu kadar çok eğlendiklerini hiç hatırlamıyorlardı. Akşam olunca, Zeynep ve Ayşe, cücelere veda ettiler. Cüceler, 'Sizi çok sevdik! Bir daha gelmeniz için sabırsızlanıyoruz!' dediler. Zeynep ve Ayşe, cücelere veda ettikten sonra, sihirli çantayı tekrar kapattılar. Çanta, tekrar küçük ve tozlu bir bezle kaplı halini aldı. Zeynep ve Ayşe, eve döndüler. Zeynep, 'Sihirli çanta, bize unutulmaz bir macera yaşattı!' dedi. Ayşe, 'Evet, en güzel maceralardan biriydi!' diye ekledi. O günden sonra, Zeynep ve Ayşe, her zaman birlikte eğlenceli maceralara atıldılar. Zeynep ve Ayşe, sihirli çanta sayesinde, yeni arkadaşlıklar kurdular ve birlikteliğin, her zaman eğlenceli ve unutulmaz maceralar yaşatacağını öğrendiler.