Çok uzaklarda, yeşillikler içinde gizlenmiş küçük bir köyde, Eymen ve Ali adında iki arkadaş yaşarmış. Eymen, neşeli ve yardımsever bir çocukmuş, Ali ise biraz bencil ve kendi işine bakmayı severmiş. Bir gün, köyün meydanındaki büyük ağacın altına bir dilenci oturmuş, ellerini açmış ve 'Lütfen bana biraz ekmek verin, çok açım' diye yalvarıyormuş. Eymen, hemen koşup evinden bir somun ekmek getirmiş ve dilenciye vermiş. Ali ise 'Benim ekmeğimle ne işin var?' diye düşünmüş ve yanından geçip gitmiş. Dilenci, Eymen'e 'Senin iyiliğin karşılığında sana bir hediye vereceğim, bu sihirli ağaçtan üç dileğin olacak' demiş. Eymen sevinmiş ve teşekkür etmiş. Dilenci daha sonra Ali'ye de 'Senin gibi bencil birine ne hediye verebileceğimi bilmiyorum' demiş ve gitmiş. Eymen, ilk dileğinde köy halkının hep mutlu olmasını dilemiş. İkinci dileğinde ise herkesin sağlıklı ve güçlü olmasını dilemiş. Son dileğinde ise en sevdiği hayvanların hep güvende olmasını dilemiş. Ali, Eymen'in mutluluğunu görünce çok kıskanmış. 'Ben de sihirli ağaçtan dilekte bulunmak istiyorum!' diye bağırmış. Ama ağaç, 'Bencil kalplere cevap vermem' demiş. Ali çok üzgün olmuş ve Eymen'den özür dilemiş. Eymen de Ali'yi affetmiş ve onunla birlikte dileği kabul eden sihirli ağacın altında oynarmış. O günden sonra Ali de yardımsever ve arkadaş canlısı bir çocuk olmuş. Eymen ve Ali, hep birlikte köy halkına yardım ederek mutlu ve huzurlu bir hayat sürmüşler. Bu masal bize, yardımsever olmanın ve başkalarına karşı iyi niyetli davranmanın önemini hatırlatıyor.