Ege, uçan bir halısı olan çok cesur ve maceraperest bir çocuktu. Bir gün, halısına binip gökyüzüne doğru yükseldi. 'Bugün bulutların arasında harika bir yolculuğa çıkacağım!' diye bağırdı. Halısı çok hızlıydı ve Ege, bulutların arasında hızla uçuyordu. Birdenbire, çok güçlü bir rüzgar esti ve Ege'yi sallandırdı. 'Aman Tanrım!' diye haykırdı Ege, 'nereye gidiyorum ben böyle?' Rüzgar onu bir dağın tepesine doğru sürüklüyordu. Tam o anda, aklına annesinin her zaman söylediği sözler geldi: 'Ege, her zaman emniyet kemerinizi takın!'. Ege, halısının kenarında küçük bir emniyet kemeri olduğunu fark etti! Daha önce hiç kullanmamıştı ama şimdi annesinin sözlerinin ne kadar önemli olduğunu anladı. Hemen emniyet kemerini taktı. Rüzgar hala çok güçlüydü ama Ege, emniyet kemeri sayesinde halısından düşmedi. Sonunda rüzgar dindi ve Ege, güvenli bir şekilde yere indi. 'Ne kadar şanslıyım!' diye düşündü. 'Annem haklıymış, emniyet kemeri gerçekten çok önemli!' O günden sonra Ege, her zaman halısına binmeden önce emniyet kemerini taktı ve uçmaktan çok daha fazla keyif aldı. Bu macera, Ege'ye emniyet kemerinin önemini öğretti ve onu daha dikkatli ve sorumlu bir çocuk yaptı. Halısıyla daha birçok macera yaşadı, ama her zaman emniyet kemerini takmayı unutmadı. Ege'nin hikayesi, bize her zaman emniyet kemerimizi takmanın ne kadar önemli olduğunu hatırlatıyor. Çünkü güvenlik, her zaman her şeyden önce gelir.