Eliz, on yaşında, neşeli ve maceraperest bir kızdı. En sevdiği oyuncakları, kabuğu parlak yeşil olan 'Kaplumbağa Şanslı' ve babasından aldığı, üzerinde yıldızlar bulunan sihirli voleybol topuydu. Eliz, okulda ödevlerini zamanında yapmaya özen gösterirdi çünkü biliyordu ki, zamanında teslim edilen ödevler, onun daha fazla zaman geçirmesini sağlardı; oyun oynamak, Şanslı ile vakit geçirmek, hatta yeni bir macera bulmak için! Bu haftaki ödevi, 'Amazon Ormanları' hakkında bir araştırmaydı. Eliz, ödevine erken başlamıştı ve oldukça eğleniyordu. Resimler çizmiş, renkli kalemler kullanmış ve hatta minik bir Amazon maymunu heykelciği yapmıştı. Bir gün, Eliz bahçede Şanslı ile oynarken, annesinin yeni aldığı hamster, 'Pamuk', kafesinden kaçmıştı. Pamuk, telaşlı bir şekilde koştururken, Şanslı'yı korkutmuş ve küçük kaplumbağa, çalıların arasına doğru hızla kaçmıştı. Eliz, 'Hayır! Şanslı!' diye bağırdı. Onu aramıştı ama bulamadı. Güneş batmaya başlamıştı, Eliz'in gözleri dolmuştu. 'Babam çok kızacak,' diye düşündü üzgün bir şekilde. O sırada sihirli voleybol topu, Eliz'in elinde parıldamaya başladı. 'Ne oluyor?' diye fısıldadı Eliz. Top, hafifçe titredi ve sonra, 'Korkma, Eliz! Şanslı'yı bulmana yardım edeceğim!' dedi. Eliz şaşırmıştı ama topun konuştuğunu duymuştu. Top, Eliz'i bir an için, bir çizgi filme çevirdi, sanki çizgi film kahramanı olmuş gibiydi. Şanslı'nın izini sürmek için, Eliz bir anda, devasa ağaçların arasında koşturduğu bir ormanda buldu kendini. Çizgi film tarzında, rengarenk papağanlar uçuyordu, maymunlar ağaç dallarında sallanıyor, nehirde renkli balıklar yüzüyordu. Eliz, 'Gerçekten çok güzel bir yer,' dedi. Sihirli top, Eliz'i doğru yola yönlendirerek, Şanslı'yı bulmasına yardımcı oldu. Şanslı, büyük bir ağaç kütüğünün altında saklanmıştı. Çok korkmuştu. Eliz, 'Şanslı!' diye bağırarak onu kucakladı. Şanslı'yı bulduktan sonra, Eliz, çizgi film dünyasından tekrar gerçek hayata geri döndü. Pamuk, hala bahçede koşturuyordu ve Eliz, onu hemen kafesine geri koydu. Babası eve döndüğünde, Eliz, ödevini bitirdiğini ve Şanslı'yı bulduğunu anlattı. Babası çok sevindi. Eliz, babasına sihirli topun Şanslı'yı bulmasına nasıl yardım ettiğini anlattı, ancak babası, 'Aman kızım, bunlar sadece hayaller,' dedi gülerek. Eliz, babasına inanmıştı ama sihirli topun gizemini hala merak ediyordu. Ertesi gün, Eliz, ödevini öğretmenine teslim etti. Öğretmeni, ödevini çok beğendi ve Eliz'i tebrik etti. Eliz, o gün, hem ödevini zamanında teslim etmenin hem de Şanslı'yı bulmanın verdiği büyük mutlulukla doluydu. Bu olaydan sonra, Eliz, ödevlerini daha da istekli yapmaya ve zamandan tasarruf ederek, arkadaşlarıyla daha fazla vakit geçirmeye başladı. Zamanı iyi yönetmeyi öğrenmenin, birçok yeni macera yaşamasını sağladığını anlamıştı. Ayrıca, sorumluluklarının farkında olmanın önemini de öğrenmişti. Bu heyecan verici macera, Eliz'in hayatındaki en güzel anılardan biri oldu. Eliz, 'Artık daha çok ödev yapmalıyım ki, daha çok maceraya katılayım!' diye düşündü. Sihirli top ve Şanslı ile daha birçok maceranın onu beklediğini biliyordu.