Çok uzaklarda, tatlı kokulu çiçeklerle dolu bir ormanın ortasında, küçük bir ev vardı. Bu evde, Ayıcık Bebek adında sevimli bir oyuncak ayı yaşıyordu. Ayıcık Bebek, parlak mavi gözleri ve yumuşacık kürküyle her çocuğun hayalini süsleyen bir ayıcıktı. Ama Ayıcık Bebek'in en büyük hayali, sihirli bir şapkaya sahip olmaktı. Çünkü sihirli şapkalar, insanları uçurabiliyor, diledikleri yere götürebiliyor ve hayal güçlerini sonsuza dek besleyebiliyordu. Bir gün, Ayıcık Bebek ormanda yürürken, küçük bir kuşla karşılaştı. Kuş, Ayıcık Bebek'in şapkaya olan hayallerini duymuş ve ona yardım etmek istediğini söyledi. Kuş, Ayıcık Bebek'i gökkuşağı renklerinde parlayan bir şelaleye götürdü. Şelalenin yanında, küçük bir ağaçta, sihirli bir şapka asılı duruyordu. Şapkanın üzerinde, parlak yıldızlar gibi parlayan küçük taşlar vardı. Ayıcık Bebek, şapkayı görünce çok sevindi. Kuş, Ayıcık Bebek'in şapkayı takması için onu teşvik etti. Şapkayı takar takmaz, Ayıcık Bebek kendini bulutların üzerinde süzülürken buldu. Şapka, Ayıcık Bebek'i dilediği yere götürebiliyordu. Ayıcık Bebek, gökyüzünde uçarken, tüm dünyayı keşfetmek için sabırsızlanıyordu. Ayıcık Bebek, sihirli şapkasıyla, büyülü ormanlarda gezindi, denizlerin derinliklerinde yüzdü ve yıldızların arasında dans etti. Yeni arkadaşlar edindi ve birçok maceraya atıldı. Ama en önemlisi, Ayıcık Bebek, sihirli şapkasıyla hayal gücünün sınırlarını keşfetti ve her şeyin mümkün olduğunu öğrendi. Ayıcık Bebek, sonunda eve döndüğünde, mutlu ve huzurlu hissediyordu. Sihirli şapkasıyla, dünyanın en güzel yerlerini görmüş ve hayal güçlerini sonsuza dek zenginleştirmişti. Ayıcık Bebek, artık bildiği bir şey vardı: Gerçek sihir, insanların kalplerinde ve hayal güçlerinde yatıyordu.