Bir varmış, bir yokmuş… Uzak diyarların birinde, rengarenk çiçeklerin açtığı, kelebeklerin dans ettiği Gökkuşağı Bahçesi adında sihirli bir yer varmış. Bu bahçede yaşayan minik bir tırtıl varmış. Adı Pofuduk’muş. Pofuduk, pofuduk tüyleri ve merak dolu kocaman gözleriyle herkesin sevgilisiymiş. Ancak Pofuduk’un bir derdi varmış: O hiçbir zaman güzel bir kelebeğe dönüşemeyeceğini düşünüyormuş.
Bir sabah, bahçenin ortasında, Pofuduk’un en sevdiği lavanta çiçeğinin üzerinde parlak bir damla belirivermiş. Damla, bir sabah çiğinden fazlasıymış. Güneş ışığında gökkuşağı gibi ışıldıyor ve melodik bir sesle konuşuyormuş:
“Tırtıl Pofuduk, hayallerine ulaşmak için cesaretle üç görev tamamlamalısın.”
Pofuduk şaşırmış ama aynı zamanda çok heyecanlanmış. “Ne yapmalıyım?” diye sormuş.
Damla, parlaklığını artırmış. “İlk görevin: Bahçede kaybolmuş minik bir arıya yuvasını bulmasında yardım et. İkincisi: Yavaş yavaş solan Gökkuşağı Çiçeği’ni tekrar canlandır. Son görevinde ise kendi cesaretini ve yeteneğini keşfedeceksin.”
Pofuduk derin bir nefes almış. “Hazırım!” demiş.
İlk olarak, Pofuduk kaybolmuş arıyı bulmak için çimenlerin arasında dolaşmaya başlamış. Minik bir “vız vız” sesi duymuş ve arıyı bir çalıya sıkışmış halde bulmuş. “Merak etme,” demiş Pofuduk, “Seni yuva arkadaşlarının yanına götüreceğim.”
Arı, “Ama çok uzağım, yolu bulamıyorum!” diye ağlamış. Pofuduk, bahçenin her köşesini bildiği için yolu tarif etmiş. Ancak arı çok yorgunmuş. Pofuduk onu sırtına alıp bahçenin diğer ucundaki kovanına kadar taşımış. Arı, Pofuduk’a minnettarlıkla bakarak vızıldamış: “Sen gerçek bir dostsun.”
İkinci görev, Gökkuşağı Çiçeği’ni canlandırmakmış. Ancak çiçek, bahçenin en uzak köşesindeymiş ve etrafı dikenli çalılıklarla kaplıymış. Pofuduk korkmuş ama vazgeçmemiş. Dikenlerin arasından geçerek Gökkuşağı Çiçeği’ni bulmuş. Çiçeğin yaprakları solgun ve güçsüz görünüyormuş.
Pofuduk, çiçeğin köklerine küçük kanatlı dostlarını çağırmış. Arılar, çiçeği polenlerle doldurmuş, kelebekler rüzgar estirerek çiçeğe ferahlık vermiş. Birkaç dakika içinde çiçek canlanmış ve parlak renkleriyle Gökkuşağı Bahçesi’ni yeniden aydınlatmış.
Pofuduk, çiçeğin yeniden hayat bulduğunu görünce çok mutlu olmuş. “Birlikte çalıştıkça her şeyi başarabiliriz!” demiş.
Son görev Pofuduk’un cesaretini göstermesini gerektiriyormuş. Gökkuşağı Damlası, “Şimdi kendi yeteneklerini keşfetmenin zamanı,” diyerek Pofuduk’un önünde parlamış. Pofuduk, gökyüzüne bakmış ve bir gün kelebek olmayı hayal etmiş. Ancak içindeki şüphe onu engelliyormuş.
Tam o sırada, bahçedeki tüm kelebekler bir araya gelmiş. “Pofuduk, cesaretle ve sabırla bekle. Dönüşümün zamanı geldiğinde gökyüzüne yükseleceksin,” demişler.
Bir gün Pofuduk, kendini bir koza örerken bulmuş. Günlerce sabırla beklemiş. Nihayet, Gökkuşağı Bahçesi’nin ilk ışıkları altında, Pofuduk, göz alıcı bir kelebek olarak kozasından çıkmış! Kanatları gökkuşağı gibi parlıyor, bahçeyi neşe ile dolduruyormuş.
Pofuduk artık hem gökyüzünün hem bahçenin dostu olmuş. Cesaretin ve iyiliğin, hayalleri gerçek kıldığını anlamış.
Ve Pofuduk, Gökkuşağı Bahçesi’nde mutlu bir şekilde dans etmiş.
Bu metin kocamanbisite.com için özel olarak yazılmıştır. Ticari maksat taşıyan tüm diğer dijital ortamlar ve basılı mecralarda kullanımı, kopyası, atıfı yasaktır. Eğitim maksatlı kullanım için her bir içeriğe yönelik izin alınması zorunludur. İzinsiz kopyalamanın tespiti durumunda uyarı verilmeksizin hukuki yollara başvurulacaktır.