Şehrazat o gece Şehriyara anlatacağı masalına başlar.
BÜYÜLENMİŞ GENÇ ADAM ile BALIKLARIN ÖYKÜSÜ
Bundan seneler evvel kayaların ardında bir ülke varmış. Ve o ülkeyi yöneten çok genç bir prens varmış. Bu prens belli bir vakitten sonra hayatının aşkını bulmuş ve gösterişli bir törenle birlikte o kadınla hayatını birleştirmiş. Prens eşine öyle aşıkmış ki dokunmaya dahi kıyamıyormuş. Karısı da öyleymiş. Ya da öyle sadece öyle davranıyormuş.
Günlerden bir gün eşinin annesi ve babası saraya kızlarını ziyarete gelmişler. Prens henüz yanlarına gitmemişken fısıltılar duyuyormuş. Fakat prensi gören prenses ve ailesi hemen susup normal konuşmaya başlamışlar. Bu duruma şahit olan prens kuşkulanmaya başlamıştı. Ne olmuştu da prens gelince susmuşlardı? Bu kadar gizli olan konuşma neydi? O günden sonra prens hep eşine karşı mesafeli davranmaya başlamış. Ama bunu belli etmemek için de direniyormuş.
Sessiz sakin bir şekilde diğer olacak olayları beklemiş. Olaysız geçen birkaç haftanın sonunda tekrar prensesin ailesi saraya gelmişler. Prens bu sefer hazırlıklıymış. Sarayda konuşamayan bir hizmetçiyi etrafta dolanıp konuşulanları dinlemesi için görevlendirmiş. Hizmetçinin konuşamamasının rahatlığıyla hem prenses hem de onun ailesi olan biten her şeyi dökülüvermişler. Duydukları karşısında şaşkınlık içerisinde olan hizmetçi biraz daha durduktan sonra prens odaya gelmiş ve hizmetçi prens onun yanına gelene kadar kaldığı odaya çekilmiş. Prens gelene kadar da duyduğu ne varsa teker teker kağıda yazmış. Prensesin ailesi evine dönmüş, prens ve prenses odalarına geçip uykuya dalmaya hazırlanmışlar. Prenses uykuya daldıktan sonra prens yataktan kalkmış ve yavaş adımlarla hizmetçinin olduğu odaya yürümüş. Duyacaklarından çok korkuyormuş ama yine de öğrenmek istiyormuş. Odanın kapısına geldikten sonra derin bir nefes alarak kapının kolunu aşağı indirmiş ve kapıyı açmış. İçeri girdiğinde hizmetçi üzgün bir suratla yatağın üzerinde oturuyormuş. Yanında da bir kağıt duruyormuş. Prens hemen kağıdı eline almış ve öğrendiklerini okuyunca yere düşüvermiş. Kağıtta yazanlar onu şok etmiş resmen. Prens hizmetçiye bunlar aramızda diyerek odadan çıkmış ve kendi odasına geri dönmüş.
O gece prensi uyku tutmamış, yatağında döne döne sabah etmiş. Güneş doğmaya başladığında yatağından çıkmış ve hemen hazırlanmaya başlamış. Yanına konuşulanlarında yazılı olduğu kağıdı alarak atına binerek uzaklaşmış. Başka bir köye varmış. Yaşlı bir kadının yaşadığı evin önüne geldiğinde üzüntüden ve yorgunluktan bitkin bir haldeydi. Kapıyı çaldı. Kadın onu tanımıyordu. Kendini tanıttı. “Ben falanca ülkenin prensiyim. Sizin yardımınıza ihtiyacım var.” dediğinde kadın onu içeri almış. Prensi yerdeki mindere oturtmuş. Elindeki kağıdı göstererek yüksek sesle okumasını istemiş.
“İşini ne zaman bitireceksin, onu ne zaman diğerlerinin yanına yollayacağız, etkilemen çok kolay oldu, bu seferki büyü çabuk tuttu, hazinelerin yerini öğrendin dimi, iyice güvenini kazanmadan hareket etmeyelim, sakın gerçekten aşık olayım deme, hayır ne aşık olması, çok heyecanlıyım, bu sefer ne kadar kaldıracağız acaba, bıktım artık aynı yatakta yatmaktan, kıyamam bir de gerçekten seviyor beni,” prens ağlayarak “resmen benimle alay ediyor” demiş ve kağıdı okumaya devam etmiş. “Bu kadar kolay tutulmasaymış o da büyüye napayım, bütün her şeyin yerini öğrendim, bu seferki daha büyük olacak görürsünüz, sıradakini de şimdiden bulalım…” Prensin daha fazla kahrolmasını istemeyen kadın elini kaldırmış ve susmasını istemiş. Ayağa kalkmış ve mutfaktan bakır bir kasenin içine su doldurmuş ve odaya geri dönmüş. Prensten başını eğmesini istemiş. Daha sonra o kaseyi prensin kafasının üstünde çevirerek bir şeyler fısıldamış. Daha sonra kasenin içine baktığında gözleri kararmış. Gözlerini kapatıp biraz dinlenip kendine geldikten sonra prense dönmüş ve konuşmaya başlamış:
“Ey oğul, bu sana yaptıkları çözülmesi zor bir büyüdür. Önce seni etkilemiş, daha sonra karın olmuş, koynuna girmiş. Tüm mal varlığını almak için de uğraşmaya çalışmış bu kadın. Ama iyi ki erkenden öğrenip geldin yanıma. Çünkü senden öncekilerin böyle bir şansı olmamış. Hepsini birer balığa dönüştürüp, aynı denize atmışlar.”
Duydukları karşısında bir kez daha şaşkına dönen prens, onlardan daha şanslı olduğu için sevinmiş. “Haydi, bana yardım et. Ne gerekiyorsa yapalım.” demiş yaşlı kadına. Kadın gerekli olan şeyleri birer birer söylemiş ona ve bunları bulmasını istemiş. Prensin bunları bulması tam iki gün sürmüş. Bu süre içerisinde prenses de prensi işi olduğu için gitti sanıyormuş. Prens gereken malzemeleri bulup getirdikten sonra kadın hepsini kocaman bir kazanın içerisine atıp karıştırmaya başlamış. O malzemeleri karıştırırken aynı zamanda bir şeyler okuyup üflüyormuş. Prensi bir anda uyku bastırmaya başlamış ve oturduğu minderin üstünde uyuyakalmış. Uyandığında sabah olmuş. Yaşlı kadın ona bir şişenin içerisinde yeşil renkli bir su vermiş ve bunu iki gün boyunca içerse büyünün bozulacağını söylemiş. Prens mutlu bir şekilde evine dönmüş ve içtiklerine hep o sudan katmış. Prens gün geçtikte hafiflediğini hissediyormuş. İkinci günün gecesinde rüyasında bembeyaz bulutların üzerinde olduğunu görmüş. Uyandığındaysa ter içerisindeymiş. Yanına baktığındaysa karısı uyuyormuş. Karısı uyanınca prensin suratına baktığında çığlık atarak yalınayak bir şekilde evden kaçmış. Prens kalkıp aynaya baktığında kendinde hiçbir değişiklik görememiş. Fark etmiş ki karısı onun her şeyi bildiğini öğrenmiş.
Karısı kaçmış kaçmasına, büyü bozulmuş bozulmasına ama prensin aklı sahtekar karısının büyüleyip balığa dönüştürdüğü diğer kurbanlarındaymış. Prens onları öğrenmek için tekrar yaşlı kadının evine gitmiş. Kadın döneceğini bildiği için onu kapıda karşılamış. Oturmuş yine, anlatmış kadına, kurtarmak istiyorum onları diye. Kadın bunun zor olacağını söylemiş ama yine de yardım edeceğim demiş. Biraz uğraştıktan sonra balıkların olduğu denizi bulmuşlar ve onları kurtaracak ilacı kadın hemen yapmış. Prens yine atına binip yollar gitmiş ve o denizin önüne gelmiş. İlacı denize dökmüş ve beklemiş. Bir anda kara bulutlar toplanmış ve adamlar teker teker insana dönüşmüş.
Şehrazat gün doğumunu görünce masalı bitirir ve uykuya dalarlar.
Bu metin kocamanbisite.com için özel olarak yazılmıştır. Ticari maksat taşıyan tüm diğer dijital ortamlar ve basılı mecralarda kullanımı, kopyası, atıfı yasaktır. Eğitim maksatlı kullanım için her bir içeriğe yönelik izin alınması zorunludur. İzinsiz kopyalamanın tespiti durumunda uyarı verilmeksizin hukuki yollara başvurulacaktır.