Bir zamanlar, çok uzaklarda ve sık ağaçların olduğu bir ormanda güçlü bir aslan yaşarmış. Ormanın kralı olan aslan, ormandaki tüm hayvanlardan sevgi ve saygı görüyormuş. Günün yarısını avlanarak, diğer yarısını da uyuyarak geçiriyormuş. Ormandaki kimse aslanın yuvasına yaklaşmaya cesaret edemiyor, özellikle de o uyurken kimse çıt çıkaramıyormuş. Aslan, uykusu bölünürse yüksek bir sesle kükreyip çok kızgın oluyormuş.
Bir gün küçük bir fare aslanın yuvasının nasıl olduğunu merak etmiş. Bunun üzerine aslanın yattığı mağaraya doğru yola çıkmış. Yaklaştığında aslanı görememiş. ‘‘Bir yere gitti galiba, yakında geri dönebilir mi? ‘’ diye aklından geçirmiş. Her şeye rağmen tüm cesaretini toplayıp koşarak gizlice mağaraya girmiş. Karanlık ve ıssız olan bu mağara devasa büyüklükteymiş. Fare, aslanın yerdeki büyük ayak izlerini görünce kendini küçük hissetmiş ve çok korkmuş.
‘‘Belki de geri dönmem gerekiyor’’ diye düşünmeye başlamış. Tam o sırada aslanın ayak seslerini duymuş. ‘‘Oh hayır, geri geliyor. Şimdi ne yapacağım?’’ diyerek endişeyle titremiş.
Aslan yakınlardaki bir nehirden sadece susuzluğunu gidermek için gitmiş ve dinlenmek için geri dönüyormuş. Fare, mağaranın içindeki karanlıkta saklanmış ve aslanın yere düşen devasa gölgesini görmüş. Aslan mağaranın girişine yakın bir yere oturmuş ve başını kocaman patilerinin üzerine koymuş. Çok geçmeden derin bir uykuya dalmış. Tüm mağara, orman kralının yüksek sesle horlaması ile adeta titriyormuş.
Fare elinden geldiğince sinsice dışarı çıkmaya çalışmış. Çok geçmeden girişe yaklaşmış ama aslanı geçmeye çalışırken küçük kuyruğu aslanın sol pençesine takılmış ve ormanın kralı irkilerek uyanmış. Çılgın fareyi yuvasında gördüğü anda sinirlenerek yüksek bir sesle kükremiş. Fare korkudan titriyor ve aslanın üzerine bir aşağı bir yukarı koşmaya başlamış. Aslan kocaman pençesini farenin kuyruğunun üzerine koymuş ve büyük çenesini fareyi yutmak için açtığında fare haykırmış:
‘‘Özür dilerim Ey Kral! Lütfen beni affet! Seni uyandırmak istemedim, sadece meraktan girdiğim bu mağarayı terk etmeye çalışıyordum. Lütfen bu sefer gideyim, eğer beni bağışlarsan bu iyiliğini hiç unutmayacağım ve senin için elimden ne gelirse yapacağım’’ demiş. Aslan farenin bu sözlerine çok gülmüş. Küçük fare ona nasıl yardım edebilir? Yine de gitmesine izin vermiş ve kahkahalarla kükremiş. Fare, aslana teşekkür ederek canını kurtarmak için koşarak kaçmış.
Birkaç gün sonra, aslan ormanda görkemli bir şekilde gezinirken, aniden bir avcının tuzağına düşmüş. Kurtulmak için çılgınca mücadele etmiş. Ancak tüm çabalarına rağmen, halat ağına daha da dolanmış. Öfke ve çaresizlikten kükremeye başlamış. Korkunç sesi nedeniyle tüm orman sallanmaya başlamış ve tüm hayvanlar aslanın çığlıklarını duymuş. Fare aslanın sesini duyduğu anda ‘‘Orman kralının başı dertte ve ona yardım etmek için bir şansım var ‘’ diye düşünmüş. Fare seslerin geldiği yere kadar hızla koşmuş. Kısa süre sonra aslanı avcının tuzağına düşmüş halde bulmuş. Aslana ‘‘Hareket etmeyin lütfen ormanlar kralı, ipleri dişlerimle keseceğim ve özgür kalacaksınız’’ demiş. Bir saniye bile kaybetmeden keskin küçük dişleriyle ipleri kemirmeye başlamış. Çok geçmeden ipleri kopartmış ve aslan özgür kalmış. Minnettar bir şekilde fareye dönerek:
‘‘Senin bana yardım edebileceğine hiç inanmamıştım, seni küçümsediğim için çok üzgünüm lütfen beni affet ‘’ demiş. O günden sonra aslan kral ve fare sonsuza dek iki iyi dost olmuşlar.
Bu metin kocamanbisite.com için özel olarak yazılmıştır. Ticari maksat taşıyan tüm diğer dijital ortamlar ve basılı mecralarda kullanımı, kopyası, atıfı yasaktır. Eğitim maksatlı kullanım için her bir içeriğe yönelik izin alınması zorunludur. İzinsiz kopyalamanın tespiti durumunda uyarı verilmeksizin hukuki yollara başvurulacaktır.