Gökyüzündeki Kristal Saray, bulutların üzerinde yükselirmiş ve altından akan berrak sular gümüş gibi parıldarmış. Bu sarayı gören herkes, etrafa yayılan huzurun yürekleri ısıttığını söylermiş. Bembeyaz duvarları, parlak cam kubbeleri ve ışıl ışıl işlenmiş taşlarıyla, bu masalsı mekân sanki sihrin kalbinde atarmış. Sakin halkı dostluk ve sevgiyle yaşarmış, çünkü hep birlikte çalışmanın gücüne inanırlarmış.
Ne var ki bu huzurlu günler, kötü yürekli Cadı Zira’nın karanlık planlarıyla gölgelenmiş. Zira, bir zamanlar gizemli bir kitabın peşine düşmüş ve bu kitabın sihirli sayfalarında doğanın dengesini bozacak büyüler keşfetmiş. Eğer bu büyüleri ele geçirirse, gökyüzünde ve yeryüzünde kimseye acımayacak kadar güçlü olacağını düşünmüş. İşte bu yüzden, Kristal Saray’ın pırıl pırıl parlayan güzelliğine kıskançlıkla bakar ve oranın sihrini kendi karanlık emellerine katmak istermiş.
Zira, beklenmedik bir gecede kara bulutların arasından çıkagelmiş. Fısıltıyla söylediği sözler sarayın etrafını karanlık bir sise boğmuş ve insanlar korkuyla titremiş. Oysa saray sakinleri, daha önce hiç böyle yıkıcı bir kötülük görmemiş. Karanlık, kubbelerden süzülerek her yeri kaplamış, büyülü ışıkları sanki söndürmeye çalışıyormuş. Zira, “Bu güzellik sizin elinizden alındığında, kimse bana karşı koyamayacak!” diye acımasızca haykırmış.
Tam o anda, beklenmedik bir kurtarıcı ortaya çıkmış: Parlak yeşil peleriniyle küçük süper kahraman Zümrüt, cesurca öne atılmış. Onun eldivenlerinden yayılan ışık huzmeleri, kötülüğün karanlığına meydan okuyacak kadar güçlüymüş. Zümrüt, “Herkes korkularına kapılmasın; birlikte savaşır ve iyiliğin gücüne inanırsak bu karanlık dağılır,” diyerek arkadaşlarını cesaretlendirmiş. Zümrüt, kendisini diğer çocuklardan ayıran kanatlarını çırparak gökyüzüne doğru yükselmiş ve Zira’ya ilk meydan okumasını yapmış.
O sırada, sarayın avlusunda uzun boylu, koca elleri olan ve insanlara karşı daima sevecen davranan dev Yasemin belirivermiş. Yasemin, her adımında zemini hafifçe titreten iri cüssesiyle dikkat çekse de kalbi pamuk gibi yumuşakmış. Kulaktan kulağa, onun küçükken de masum hayvanları korumak için büyük çaba harcadığı anlatılırmış. Şimdi, Kristal Saray’ın yardımına koşarken yüzündeki tebessüm, herkese umut aşılamış.
Yasemin’in yanında, gök mavisi pullarıyla görkemli bir ejderha olan Rüzgâr uçuyormuş. Rüzgâr, Kristal Saray’da bilgeliğiyle tanınır, özellikle de Kraliyet Kütüphanesi’ni koruyan güvenilir bir dostmuş. Zira’nın büyülü saldırısı kütüphaneyi tehdit edince, Rüzgâr korkusuzca göğe yükselmiş ve ağzından çıkan sıcak alevlerle karanlık bulutları delmeye çalışmış. Ne var ki Zira’nın sihri oldukça güçlüymüş; büyüler ejderhanın alevlerini dindirmeye başlamış.
Zira, sahip olduğu büyülü kitapla saray üzerindeki bulutları karanlığa boğarken, Zümrüt peleriniyle havada süzülerek kötülüğü dağıtmaya uğraşmış. Fakat Zira, “Hiçbiriniz gücümün önünde duramaz!” diye bağırarak kara sihirini yoğunlaştırmış. Yasemin, kollarıyla sarayın kubbelerini saran kara sisleri geriye itmiş ve Zümrüt’ün ışık huzmelerine yol açmış. Yine de Cadı Zira’nın karanlık büyüleri durmak bilmiyormuş.
Tam bu çıkmaz anında, dostluk ve dayanışmanın gerçek mucizesi ortaya çıkmış. Rüzgâr, korkusunu yenip son alev nefesini daha da büyük bir güçle savurmuş. Zümrüt, ejderhanın alev dalgasına ışık huzmelerini ekleyerek bir enerji fırtınası oluşturmuş. Bu enerji, Zira’nın kâbus gibi sislerine çarpınca kara büyülerin etkisi zayıflamış. Yasemin, dev gövdesini siper ederek alevlerin ve ışık huzmelerinin birleşik gücünü Cadı Zira’ya yöneltmiş. Zira’nın kara kitapla kurduğu bağlantı çözülmüş ve kitabı elinden düşürmüş.
Zira’nın gücü ellerinden kayıp gidince, gökyüzü tekrar aydınlanmış. Sarayın etrafını kaplayan karanlık yok olurken insanlar sevinçle birbirine sarılmış. Zümrüt, “Hiçbir kötülük, bir araya gelmiş yüreklerin ışığına dayanamaz,” demiş. Yasemin de “Birbirimize güvenmek ve iyiliğe inanmak, her zaman en büyük zırhımızdır,” diye eklemiş. Rüzgâr ise göğe doğru kükreyerek zafer sevincini paylaşmış.
Artık, gökyüzündeki Kristal Saray’da mutluluk ve huzur yeniden hâkimmiş. Zira’nın kötücül kitabı, sihrinden arındırıldıktan sonra güvenli bir odada saklanmış ve bir daha karanlık emellere alet edilmemiş. Saray halkı, her gece yıldızların altında masalsı şarkılar söyleyerek iyiliği kutlamaya devam edermiş. Ve anlatırlarmış ki, Zümrüt’ün cesareti, Yasemin’in şefkati ve Rüzgâr’ın bilgeliği sayesinde sevgi ve dostluk, sonsuza dek gökyüzünde parıldayacakmış.
Bu metin kocamanbisite.com için özel olarak yazılmıştır. Ticari maksat taşıyan tüm diğer dijital ortamlar ve basılı mecralarda kullanımı, kopyası, atıfı yasaktır. Eğitim maksatlı kullanım için her bir içeriğe yönelik izin alınması zorunludur. İzinsiz kopyalamanın tespiti durumunda uyarı verilmeksizin hukuki yollara başvurulacaktır.