Mavi adındaki küçük bir çocuk, yılbaşı gecesinin heyecanı içinde her sabah erkenden uyanırmış, etrafını saran ışıl ışıl süslemelere merakla bakarmış. Kırmızı kurdelelerle bezenmiş çam dalları, parıldayan kristal süs topları ve gökyüzünü andıran masmavi bir kurdele, Mavi’nin yüreğini sıcak bir sevgiyle doldururmuş. Çünkü o gece, herkesin yüzüne tebessüm konduracak, kalpleri sıcacık yapacak sihirli bir an varmış. Ne var ki bu sihirli ânı bozmak isteyen biri de varmış: Kara Gölge.
Kimse Kara Gölge’nin tam olarak ne zaman ve nerede belirdiğini bilmezmiş. Kara Gölge, yılbaşı kutlamalarının sevincini ve ışığını söndürmeye yetecek kadar büyük bir karanlık taşıyormuş. Onun geçtiği sokaklara ağır bir sessizlik çökermiş; insanlar neşeli kahkahalar atacakken bir anda soğuk bir rüzgârın esintisine kapılır, kalplerinde tuhaf bir korku hissedermiş. Renkli paketlerle dolu yılbaşı ağacının altındaki hediyeler, sanki tozlanmış gibi renksiz görünürmüş. İnsanlar bu esrarengiz kasvetten ürküp evlerine saklanırmış.
Tüm bunları duyan Mavi, yine de yüreğindeki inancı kaybetmemiş. “Kara Gölge neden böyle öfkeliymiş acaba?” diye düşünürmüş. Ona göre, kimse durduk yere başkalarının mutluluğunu çalmak istemezmiş. Belki de Kara Gölge, derinlerde bir yerlerde kendisiyle baş edemediği için bu kadar mutsuzmuş. Mavi kararlıymış: Eğer imkân bulursa Kara Gölge’ye yardım edecek, onu anlamaya çalışacakmış.
Yılbaşı gecesi gelmiş. Gökyüzü, ince ince yağan kar taneleriyle süslenmiş; hava soğuk ama bir o kadar da büyülüymüş. Mavi, parıldayan lambaların altından geçerek kocaman yılbaşı ağacının bulunduğu meydana varmış. Ortalıkta kutlama hazırlıkları devam ediyormuş ama pek çok kişi de bir yandan tedirgin gözlerle etrafa bakınıyormuş. Tam Mavi ağacın etrafında dolaşırken, loş ışıkların arasında karanlık bir silüet görünmüş. Gözlerini kısarak dikkat kesilen Mavi, onun Kara Gölge olduğunu anlamış. Kara Gölge, sanki her yeri kaplayacak denli yoğun bir karanlığı peşinde sürüklüyormuş.
Mavi korkmasına rağmen, bir adım öne çıkmış. İçindeki iyilik ve cesaret, bedenine güç veriyormuş. “Lütfen kutlamamızı bozma,” demiş yumuşak bir sesle. “Burada bulacağın sevgi, senin kalbine de ışık olurmuş.” Mavi’nin sözlerindeki sıcaklık, Kara Gölge’nin dikkatini çekmiş. Gözlerindeki ateş yavaşça sönmüş gibi görünmüş ama karanlık yine de dağılmamış.
O an Mavi, kendi elleriyle hazırladığı minik bir dilek kartını cebinden çıkarmış. Kartın üstünde, “Kim olursan ol, sevgi senin yolunu aydınlatsın” yazıyormuş. Arkasına da küçük bir kalp çizmiş, kenarlarını renkli yıldızlarla süslemiş. Bu kartı Kara Gölge’ye uzatırken yüreğindeki samimiyeti hissediyormuş. Çünkü Mavi biliyormuş ki dünyadaki herkesin, ne kadar karanlıkta kalırsa kalsın, bir armağana ve birazcık sevgiye ihtiyacı varmış.
Kara Gölge, kartı usulca almış. Avucunun içinde tuttuğu anda karanlığı hafiflemeye başlamış. Etrafa yayılan yumuşak bir ışıltı, gecenin karanlığını yavaşça delip geçmiş. Bir zamanlar sessizce saklanan insanlar, bu sihirli ışıltıyı görünce dışarı çıkmış ve birbirlerine sarılmışlar. Yılbaşı ağacının ışıkları yeniden parlamış, sokaklardan kahkaha ve mutluluk sesleri yükselmiş. Kara Gölge’nin soğuk gölgesi, Mavi’nin sıcacık sevgisiyle eriyip yok olmuş.
O gece, herkes beklediğinden de büyülü bir yılbaşı kutlaması yaşamış. Mavi, küçük kalbinin ne kadar güçlü olduğunu derinden hissetmiş. Çünkü sevgi, insanın içindeki karanlığı da aydınlatacak en parlak ışıkmış.
Bu metin kocamanbisite.com için özel olarak yazılmıştır. Ticari maksat taşıyan tüm diğer dijital ortamlar ve basılı mecralarda kullanımı, kopyası, atıfı yasaktır. Eğitim maksatlı kullanım için her bir içeriğe yönelik izin alınması zorunludur. İzinsiz kopyalamanın tespiti durumunda uyarı verilmeksizin hukuki yollara başvurulacaktır.