Sizler için en sevilen Nasrettin Hoca fıkralarını derledik!
İyi eğlenceler...
Günlerden bir gün Nasrettin Hoca, köy meydanındaki koca çınar ağacının üzerine çıkmış ve elindeki balta ile bindiği dalı kesmeye başlamış.
Yoldan geçen bir adam:
– Hoca Efendi ne yapıyorsun? Bindiğin dalı kesiyorsun, düşeceksin!, diye bağırmaya başlamış.
Hoca kesmeye devam etmiş ve düşmüş. Düşer düşmez adamın yanına gitmiş ve:
– Madem ki benim düşeceğimi bildin, öleceğimi de bilirsin. Benim öleceğim zamanı haber ver, diyerek yakasına sarılmış.
Nasrettin Hoca bir gün pazarda dolaşırken yanına bir adam yaklaşır ve;
“Hocam, bugün ayın kaçı?” der.
Hoca, adamın niyetini anlamış olmalı ki;
“Arkadaş, bugünlerde hiç ay alıp satmadım, bilmem.” cevabını verir.
Bir gün Nasrettin Hoca’nın yolu, daha önce hiç geçmediği bir köye düşer. Hoca’yı gören bir köylü;
“Efendi, Hoca’ya benziyorsun. Sen bilirsin, bugün günlerden ne?”
Keyfi yerinde olmayan Hoca, köylüyü süzdükten sonra;
“Ben köyünüzün yabancısıyım. Ne bileyim sizin gününüzü? Sen buralı birine soruver.” deyiverir.
Birkaç şehirli dağda gezerlerken bir kirpi bulurlar. Bilmedikleri bu hayvanı torbalarına koydukları gibi Hoca’nın kapısını çalarlar:
“Hocam, biz böyle bir yaratık bulduk, buna ne derler?”
“Efendiler, ben bir araştırayım, bana bu gece izin verin, yarın gelin size cevap vereyim.” der.
Belirtilen saatte şehirliler gelince Hoca;
“Arkadaşlar, ben bunu araştırdım, buna kocaman bülbül derler.” der.
Nasrettin hoca bir gün siyah elbiselerle geziyormuş. Onu görenler şaşkınlıkla:
– Ne oldu Hoca Efendi? bugün karalar giymişsin?, diye sormuşlar.
Hoca:
– Oğlumun babası öldü de, onun yasını tutuyorum, demiş.
Bu metin kocamanbisite.com için özel olarak yazılmıştır. Ticari maksat taşıyan tüm diğer dijital ortamlar ve basılı mecralarda kullanımı, kopyası, atıfı yasaktır. Eğitim maksatlı kullanım için her bir hikayeye yönelik izin alınması zorunludur. İzinsiz kopyalamanın tespiti durumunda uyarı verilmeksizin hukuki yollara başvurulacaktır.