Bir zamanlar, oyuncaklarına çok değer veren küçük bir çocuk vardı. Adı Kerem’di. Kerem, her akşam oyuncaklarını sıralar, onların tozunu alır ve kırılmasınlar diye dikkatlice kutularına yerleştirirdi. Ama bir gün hiç beklemediği bir şey oldu: Oyuncaklarından biri kayboldu!
Kerem, en sevdiği oyuncak arabasını ne kadar aradıysa da bulamadı. Üzüntüyle yatağına yattı. Gözleri kapanır kapanmaz kendini büyülü bir dünyada buldu. Bu dünya, parlak yıldızların ve uçan bulutların arasında asılı duran dev bir oyuncak krallığıydı.
Kerem, kendisini bir anda rengârenk balonlardan yapılmış bir yolda yürürken buldu. Yolun sonunda minik bir oyuncak asker onu karşıladı.
“Hoş geldin Kerem! Ben Oyuncak Krallığı’nın koruyucusuyum,” dedi asker. “Kaybolan oyuncaklarını bulmak için buradasın, değil mi?”
Kerem heyecanla başını salladı. Oyuncak asker, küçük bir tren çağırdı ve birlikte büyük bir kale gibi görünen Oyuncak Krallığı’na doğru yola çıktılar. Tren, oyuncak ayılarla dolu bir tarladan, zıplayan top dağlarının arasından geçti. Ancak kaleye varmadan önce bir durak vardı: Dikkatsizlik Vadisi.
Vadinin her yerinde kırık oyuncak parçaları vardı. Bir oyuncak bebek, üzgün bir şekilde Kerem’e doğru yaklaştı.
“Bizi buraya getirenler oyuncaklarını düzgün kullanmayan çocuklardı,” dedi bebek. “Ama sen farklısın, değil mi?”
Kerem utandı. Geçmişte bir iki kez oyuncaklarını fırlatıp kırdığı anlar aklına geldi. Bebek, “Eğer bize yardım etmek istiyorsan, vadideki oyuncakları tamir etmelisin,” dedi.
Kerem, oyuncak askerle birlikte kırık parçaları topladı, eksik yerleri birleştirdi. Her tamir ettiği oyuncak, neşeyle dans ederek vadiden ayrıldı. Bebek teşekkür ederek Kerem’e bir anahtar verdi. “Bu, Oyuncak Krallığı’nın kapısını açacak,” dedi.
Kerem kaleye vardığında, devasa bir tahtta oturan Oyuncakların Kralı’yla karşılaştı. Kral, renkli bloklardan yapılmıştı ve gözleri parlak bir şekilde parlıyordu.
“Kerem, buraya gelmeyi hak ettin,” dedi Kral. “Oyuncaklarına değer verdiğin için oyuncak dünyası seni seviyor. Ama dikkat etmelisin, bazen onlara zarar verdiğini unutma!”
Kerem başını öne eğdi. “Haklısınız. Artık daha dikkatli olacağım.”
Kral, büyük bir oyuncak kutusunu açtı. Kutunun içinde Kerem’in kayıp arabası duruyordu. “Arabana kavuştun,” dedi Kral. “Ama bu sadece bir başlangıç. Oyuncaklarına özen göstermek, onların sihirli dünyasına saygı duymak demektir.”
Kerem, arabasını aldı ve trenle evine döndü. Sabah uyandığında arabası yastığının hemen yanındaydı. O günden sonra Kerem, oyuncaklarına daha da fazla dikkat etti. Eski oyuncaklarını tamir etmeye çalıştı ve yenileriyle oynamadan önce onlara özen göstermeyi öğrendi.
Her gece oyuncaklarını sıraya dizerken, onların hafifçe parladığını fark etti. Ve Kerem, Oyuncak Krallığı’nın her zaman onun yanında olduğunu biliyordu.
Bu metin kocamanbisite.com için özel olarak yazılmıştır. Ticari maksat taşıyan tüm diğer dijital ortamlar ve basılı mecralarda kullanımı, kopyası, atıfı yasaktır. Eğitim maksatlı kullanım için her bir içeriğe yönelik izin alınması zorunludur. İzinsiz kopyalamanın tespiti durumunda uyarı verilmeksizin hukuki yollara başvurulacaktır.