Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde derin okyanusların birinde güzelliğine hayran bırakan bir deniz kızı yaşarmış. Bu deniz kızının parlak ve narin güzel renkli bir kuyruğu varmış. Saçları altın renginde, gözleri ise yemyeşilmiş. Fakat bu güzel deniz kızının hiç arkadaşı yokmuş. Bu yüzden bir kayaya oturup bütün gün kitap okur, şarkı söylermiş. Denizin dibine indiğinde balıklar ondan korkup kaçarmış. Deniz kızı ise çok iyi kalpli imiş. Balıkları korkutmamak için çoğu zaman kayalıklarda vakit geçirirmiş.
Deniz kızı bir gün yine kayalıklarda oturup şarkı söylüyormuş. Tam o sırada denizde yüzmekte olan bir başka deniz kızını görmüş. Gördüğünün deniz kızı olduğuna inanamamış. Çünkü bugüne kadar orada yaşayan tek deniz kızı kendisiymiş. Şarkı söylemeyi bırakıp deniz kızını incelemeye başlamış. Evet, o gerçekten bir deniz kızıymış ve ona doğru geliyormuş. Deniz kızı bunu fark edince çok heyecanlanmış. Bir süre sonra yüzerek gelen deniz kızı, kayaya ulaşmış. Hemen kayada oturan deniz kızına gülümseyerek “Merhaba.
Demiş ve eklemiş: “Benim adım Maya. Senin adın ne?” Deniz kızı şaşkınlıkla cevap vermiş “Merhaba, benim adımda Lila.” Lila, gerçekten bütün bu olup bitenlere inanamıyormuş. Fakat bu deniz kızının nereden geldiğini merak etmiş ve sormuş “Nereden geliyorsun, beni nasıl buldun?” Maya hemen içtenlikle cevap vermiş.” Okyanusun en dibinde kocaman bir sarayımız var. Biz bütün deniz kızları ile birlikte orada yaşıyoruz, kocaman bir aileyiz.”
Lila bu kez daha da şaşırmış. Hemen Maya’ya cevap vermiş. Buralarda deniz kızının yaşadığını bilmiyordum. Buralarda hep gezinirim hatta ben burada doğdum ama sizi hiç görmedim. Yeni mi geldiniz?” Maya tekrar gülümsemiş ve cevap vermiş. “Hayır, çok uzun zamandan beri burada yaşıyoruz fakat denizdeki küçük balıklar bizden korkuyor. O yüzden neredeyse hiç sarayımızdan çıkmıyoruz. Yoksa sen de küçük balıkları korkutmamak için hep burada mı oturuyorsun? Lila cevap vermiş. “Evet, aslında hemen okyanusun ilerisinde bir evim var fakat balıkların evlerine çok yakın oldukları için onları korkutuyorum. Onlar korkmasın diye de kayalıklarda bekliyorum. Onlar evine gittikten sonra da yüzerek evime gidiyorum.
Fakat siz beni nereden buldunuz?” Maya hemen anlatmaya başlamış. Benim küçük bir kızım var. Kendisi güneşi çok seviyor o yüzden öğle saatlerinde denizin üzerine çıkarak güneşleniyor. O henüz küçük olduğu için küçük balıklar ondan korkmuyor. Yine bir gün kızım güneşi görmek için denizin üzerine çıkmıştı. Fakat kısa bir süre sonra geri döndü. Ben de ona ne olduğunu sordum. Kızım ise çok heyecanlı ve şaşkındı. “Anneciğim, ben deniz yüzeyinde başka bir deniz kızı gördüm. Hem de çok güzeldi. Şarkı söylüyordu ama onu hiç buralarda görmemiştim. Yanına gitmeye korktuğum için gelip sana haber verdim dedi. Ben de seni merak ettiğim için buraya kadar geldim.”
Lila bunları duyunca Maya’ya çok güvenmiş. Yeni bir sürü arkadaşı olacağını düşünmüş ve burada ne kadar yalnız olduğunu ona anlatmış. Sonra da ona şöyle bir soru sormuş “Acaba ben de sizinle birlikte sarayda yaşayabilir miyim?” Maya gülerek cevap vermiş. “Elbette bizimle yaşayabilirsin fakat tam karşımızda bulunan sarayda da kötü kalpli deniz kızları yaşıyor. Onların sana zarar vermesine izin vermeyiz ama yine de dikkatli olmalısın.”
Lila bunu duyunca çok üzülmüş. Çünkü dünyadaki bütün deniz kızlarının iyi kalpli olduğunu düşünürmüş. Bunun üzerine Maya’ya bir soru sormuş. “Peki neden onlardan kaçmak yerine onlara iyi olmaları gerektiğini söylemiyoruz?” Maya bu cevaba çok gülmüş. Bunun için çok mücadele ettiklerini ama onların kötü olmaktan vazgeçmediklerini söylemiş. Laya yine de onlarla tanışmak istediğini söyleyerek Maya’nın peşine düşmüş. Birlikte okyanusun derinliklerine inmişler. Çok güzel ve hiç görmediği yerlerden geçen Lila şaşkınlık içerisindeymiş. Okyanusun dibinde balıkları korkutmadan gidebilecekleri bir gizli geçit varmış. Lila bu geçidi öğrendiği için çok mutlu olmuş.
Lila ve Maya, bir süre yüzdükten sonra sonunda saraya ulaşmışlar. Maya hemen saraydaki diğer deniz kızlarıyla Lila’yı tanıştırmış. Hepsi de çok iyi anlaşmışlar. Maya, Lila’ya tertemiz kıyafetler vermiş. Lila bu duruma çok mutlu olmuş ve sonrasında Maya’ya teşekkür etmiş ama artık karşı saraydaki deniz kızlarıyla tanışmanın da vakti gelmiş. Mayanın yanına giderek “Maya, beni karşı saraydaki deniz kızlarıyla tanıştırır mısın?” diye sormuş. Maya, Lila ile birlikte karşı saraya gitmiş. Kapıyı Sera adında alımlı, kırmızı yanaklı, mavi gözlü güzel bir deniz kızı açmış fakat yüzü hiç gülmüyor muş.
Buraya neden geldiklerini sormuş. Lila da onlarla tanışmak istediğini söylemiş fakat Sera ona çok kötü davranmış. “Hayır, seninle tanışmak istemiyorum. Bizim dışımızdaki deniz kızlarının hiçbirini istemiyoruz. Size zarar vermemizi istemiyorsanız kendi evinize gidin.” Demiş. Lila bunu duyunca çok üzülmüş. Fakat Seraya kendini sevdirmeye kararlıymış.
Bu günden sonra Lila hiç bıkmadan her gün Seranın kapısını çalmış. Ona tatlı çörekler hazırlamış, denizin dibinde bulduğu değerli incilerden bir kolye yapmış ve ona hediye etmiş. Sürekli dost olarak çok daha mutlu olabileceklerini söylemiş. Sera bir süre sonra Lila'nın bu iyimserliğinden çok etkilenmiş ve onu sarayına çağırmış. Neden ona bu kadar iyi davrandığını sormuş. Çünkü o sürekli Lilaya kötü davranıyormuş. Lila Seraya içtenlikle cevap vermiş. “Çünkü iyilik, karşılık beklenerek yapılan bir şey değildir. Ben bütün deniz kızlarını çok severim. Kötülüğün hiçbirimize faydası yoktur. Ancak hepimiz birbirimizi seversek mutlu olabiliriz.” Demiş. Sera duydukları karşısında çok duygulanmış ve Lilaya sarılmış.
O günden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmamış. Sera ve Lila, çok yakın iki arkadaş olmuşlar. Birbirlerine şarkılar söylemişler. Birlikte oyunlar oynamışlar, tatlı çörekler yapmışlar. Lila sayesinde Maya ile Sera da arkadaş olmuşlar. Birlikte okyanusun derinliklerinde çok güzel vakit geçirmişler ve böylece mutlu mesut yaşamışlar.
Bu metin kocamanbisite.com için özel olarak yazılmıştır. Ticari maksat taşıyan tüm diğer dijital ortamlar ve basılı mecralarda kullanımı, kopyası, atıfı yasaktır. Eğitim maksatlı kullanım için her bir içeriğe yönelik izin alınması zorunludur. İzinsiz kopyalamanın tespiti durumunda uyarı verilmeksizin hukuki yollara başvurulacaktır.