Eski zamanlarda, uzak ülkelerden birinde Kayla adında küçük bir prenses yaşarmış. Henüz beş yaşında olan Kayla, hayvanları, çiçekleri, insanları çok severmiş.
Çok saf ve temiz bir kalbi varmış. Herkese karşı her zaman saygılı davranır ve sevgisini etrafındaki insanlara yansıtırmış. Pek çok hayvan dostu varmış. Kurbağalar, sincaplar, atlar, köpekler, kediler, fareler, kuşlar… Doğadaki bütün canlıları severmiş.
Ormandaki bütün ağaçlar ve bitkiler de onun dostuymuş. Her gün ormana giderek hem hayvan dostlarıyla hem de ağaçlar ve bitkilerle oynar, zaman geçirirmiş.
Kayla’nın uzun zamandır gitmek istediği bir yer varmış. Burası evlerin, şeker ve çikolatadan yapıldığı, herkesin her zaman mutlu olduğu ve insanların istedikleri her şeye hemen sahip olabildikleri bir düşler ülkesiymiş. Kayla bu konuyu anne ve babasıyla paylaşmış.
Fakat Kayla’nın babası Kral Odin, Kayla’ya böyle bir yerin olmadığını söylemiş. Kayla bu duruma fazlasıyla üzülmüş ve bir süre oyun oynamak, dostlarını görmek istememiş. Sadece yemek yemiş ve boş zamanlarını saraydaki odasında yalnız kalarak geçirmiş.
Kayla o kadar inanmış ki hayallerindeki gibi bir yer olduğuna hiçbir zaman umut etmekten ve bir gün o yere ulaşmayı dilemekten vazgeçmemiş. Kayla uykuya dalmadan önce her gece yaptığı gibi düşlerindeki yere gitmeyi dilemiş. Gözlerini kapatarak uykuya dalmış ve düşlerindeki ülkeyi hayal etmeye devam etmiş.
Birden saraydaki odasından içeri bir ışık hüzmesi girmiş. Bembeyaz ışık meğerse bir dilek perisiymiş. Kayla bir süredir uyumadan önce hayalini düşünerek, yapmak istediği şeyleri dileyerek uyuduğu için dilek perisi Kayla’nın isteğini duymuş ve sonunda yanına gelmiş. Fakat Kayla onu görmesin diye uykuya dalmasını beklemiş.
Kayla uykuya daldıktan sonra birden pespembe bir kapı çıkmış karşısına. İlk önce nerede olduğunu anlayamamış. Daha sonra kapıdan içeri girmek için kapıyı açmış. Kapıyı açar açmaz gördükleri karşısında oldukça şaşırmış. Pamuk şekerden bulutlar, jelibondan çimenler, çikolatadan akan bir nehir ve hayallerindeki gibi şekerlemelerden yapılmış evleri görünce çok sevinmiş. Birden karşısına bembeyaz bir tavşan çıkmış. Kayla’ya seslenerek: “Beni takip etmelisin. Hadi acele et!” demiş. Kayla tavşanı dinleyerek tavşanın peşinden gitmiş. Tavşan onu büyük kapılı şekerden yapılmış olan bir eve getirmiş. Kayla kapıyı açtığında içeride pek çok hayvanın oturmuş olduğunu ve birlikte oyun oynadıklarını görmüş. Aynı kendi hayvan dostları gibi pek çok hayvanı bir arada görmek onu çok sevindirmiş. Aralarına katılıp hayvanlarla oyun oynamaya başlamış.
Bir süre sonra karnının acıktığını hissetmiş ve yemek yemek istediğini tavşana söylemiş. Buradaki hayvanlar Kayla ile konuşabiliyormuş. Bu durum sayesinde Kayla kendi isteklerini kolayca dile getirerek hayvanlarla anlaşabiliyormuş. Hep birlikte yemek yemeye karar vermişler. Masadaki her şey çikolata ve şekerden oluşuyormuş. Bu durum Kayla’yı çok mutlu etmiş. Çünkü tam olarak hayallerindeki yerdeymiş. Akşama kadar hayvan dostlarıyla yemek yemiş, eğlenmiş, gezmiş,oyunlar oynamış. Uyku vakti geldiğinde ise pamuk şekerden yapılmış olan yataklarına yatmışlar. Birbirlerine şarkılar söyleyerek, güzel masallar anlatarak uykuya dalmışlar.
Ertesi gün uyandıklarında hep birlikte oyunlar oynayarak, eğlenerek ve gezerek aynı şekilde vakit geçirmişler. Fakat bir süre sonra Kayla anne ve babasını özlemeye başlamış. Geldiği yeri ne kadar çok sevse de yeni dileği biran önce anne ve babasına kavuşmakmış. Kayla bu sefer uykuya dalmadan önce anne ve babasının yanında olmayı dilemiş. Dilek perisi tekrar Kayla’nın dileğini duymuş ve Kayla’nın saraydaki odasına dönerek yatağında uykuya dalmasına yardımcı olmuş.
Kayla uykudan uyanıp gözlerini açtığında saraydaki odasında olduğunu görmüş ve bu duruma çok sevinmiş. Koşarak anne ve babasının yanına gitmiş ve onlara sıkıca sarılmış. Kayla kahvaltılarını yaparlarken yaşadığı olayları anlatmış. Fakat anne ve babası Kayla’nın sadece çok güzel bir rüya gördüğünü söylemişler. Kayla bu duruma inanmak istemese de anne ve babasını üzmek istemediği için bunun bir rüya olduğunu kabul etmiş.
Fakat o gece uykuya dalmadan önce dilek perisini karşısında görmüş. Dilek perisi yaşadığı şeyin rüya olmadığını, dileğinin gerçekleştiğini fakat bunu kimseye söylememesi gerektiğini, bunun aralarındaki ufak bir sır olduğunu söylemiş. Kayla dilek perisinin söylediği gibi bu sırrı ömrü boyunca saklamış ve hayatı boyunca dilediği her şeye zamanla sahip olmuş.
Uslu bir çocuk olmayı ve her zaman umut etmeyi, hayallerinizin peşinden gitmeyi sakın unutmayın!
Bu metin kocamanbisite.com için özel olarak yazılmıştır. Ticari maksat taşıyan tüm diğer dijital ortamlar ve basılı mecralarda kullanımı, kopyası, atıfı yasaktır. Eğitim maksatlı kullanım için her bir içeriğe yönelik izin alınması zorunludur. İzinsiz kopyalamanın tespiti durumunda uyarı verilmeksizin hukuki yollara başvurulacaktır.