Bundan çok uzun yıllar önce, ülkelerin birinde yemyeşil bir orman varmış. Toprağı bereketli, suyu bol olan bu ormanda sanki her şey sınırsızmış. Ağaçların meyvesi hiç eksik olmaz, bitkiler her mevsim canlı kalırmış. Hele bir de bahar gelip kuşlar cıvıldamaya başlayınca, ormanın neşesi tüm ülkeye yayılırmış.
Günler hızla geçip gidiyor, mevsimler birbirini kovalıyormuş. Ülkede herkes mutlu bir şekilde, dostça yaşıyormuş. Herkes mutluymuş ama ülkenin prensesinin bir derdi varmış. Bu öyle bir dertmiş ki, kimsecikler prensesin nesi olduğunu anlayamıyormuş. Kral da bu duruma çok üzülüyormuş. O ki koskoca ülkenin şanlı kralı... Her şeye çare bulduruyormuş da bir tek kızını mutlu edemiyormuş. Ne doktorlar gelmiş gitmiş saraya, olmamış. Kral ne yapsa kızının yüzü gülmüyormuş. Her gün prensese hediyeler geliyormuş. Terziler sarayın kapısında sıra sıra diziliyor, her gün yeni elbiseler dikiliyormuş. Ama ne hediyeler, ne de o gösterişli elbiseler kralın kızını mutlu ediyormuş. Bu mutsuzluğun asıl sebebi, aslında prensesin yalnız olmasıymış. Kimse bunu bir türlü tahmin edemiyormuş.
Yine bir gün ülkede herkes neşe içinde gününü geçirirken... Güneş gökyüzünden halkı selamlarken... Ormandaki ağaçların şarkısına kuşlar eşlik ederken... Sarayın bahçesinde oturan prenses bu kuşların sesini duymuş. Ormanın cıvıl cıvıl sesi bütün ülkeyi kaplıyormuş. Prenses birden gülümsemiş. Bunu gören kral durur mu? Hemen arabaları hazırlatmış ve kızını ormana götürmüş.
Ormanın büyüleyici güzelliğini gören prenses gözlerine inanamamış. Tabi tek şaşkın olan o değilmiş. Hem yüzünün, hem de kalbinin güzelliği dilden dile dolaşan bir prensesmiş o. Ağaçlar, kuşlar, ormanda yaşayan tüm canlılar... Hepsi prensesi görmek için toplanmış. Onlar hayran olarak prensese bakarken, prenses de hayran hayran onlara bakıyormuş.
Ormanın sözcüsü Tilki konuşmuş önce:
-Hoş geldiniz prensesim. Ormanımıza güzellik getirdiniz.
Ardından Keçi, Küçük Ayı, Sincap, Baykuş ve diğerleri... Hepsi sırayla "Hoş geldin." demiş prensese. Prenses "Hoş buldum." diyerek cevap vermiş ve tek tek tanışmış hepsiyle. Onu buraya getirenin duyduğu şarkı olduğunu söyleyince orman halkı hareketlenmiş birden. Ağaçlar yine şarkı söylemeye başlamış. Kuşlar onlara eşik edip gökyüzünde salınırken, Küçük Ayı ve kardeşleri de dans etmeye başlamış. Derken Sincap ailesi de katılmış. Birden ormanın rengi değişmiş adeta. Güneş gökyüzünden onları izlerken, ışığı yapraklarda rengârenk yansımalar yapıyormuş. Prenses de kendini bir anda bu güzel gösterinin içinde bulmuş. Rüzgâr elbisesinin tüllerini savuruyor, o da mutlulukla dans ediyormuş. Kral, ilk kez kızını böyle görmüş. O an, kızının ne kadar yalnız olduğunu fark etmiş. "Keşke daha önce anlayabilseydim." diye düşünmüş. Bu gülüşü görmek için kızını her gün bu ormana getirmeye karar vermiş. Tüm orman halkına teşekkür ederek o gün oradan ayrılmışlar.
Güneş uyumuş, uyanmış, ışıklarını saçmaya başlamış. Gün erkenden aydınlanmış. Prenses yeni güne çok mutlu başlamış. O günden itibaren her gün aynı saatte sarayın arabaları hazırlanmış. Prensesi ormandaki arkadaşlarıyla buluşturmuş. Günler böyle geçip gidiyor ve güzel prenses sürekli gülüyormuş. Orman halkı da her gün prensesin geleceği saati iple çekiyormuş. Uzunca bir süre geçmiş, ormandaki ağaçlar daha da büyümüş. Yeni çiçekler açmış. Sanki ormanın bereketi bu dostlukla daha da artmış.
Günlerden bir gün güzel prenses çok hastalanmış. Bütün gün onu bekleyen arkadaşları bir gariplik olduğunu anlamış. Ormanın sözcüsü Tilki hemen saraya gitmiş. Prensesin durumu görünce koşup arkadaşlarına anlatmış. Bunu duyan ağaçlar meyvelerini dökmüş. Çiçekler rengini kaybetmiş. O neşeli ormandan çıt çıkmaz olmuş.
Aradan günler geçmiş, ormana gelen giden olmamış. Prenses hasta yatağında yatarken Tilki'nin aklına bir fikir gelmiş. Ağaçların döktüğü meyveleri toplamış. Arkadaşları da bunu neden yaptığını hemen anlamış. Herkes kendi ürününü koymuş ortaya. Yüklenip saraya götürmüşler. Sarayın doktorları bu malzemelerle öyle bir karışım hazırlamış ki... Prenses hızla iyileşip eski sağlığına kavuşmuş.
O günden sonra ülkenin kralı bu ormana "Dostluk Ormanı" ismini vermiş. Prenses ve ormandaki dostları sonsuza kadar mutlu yaşamışlar.
Bu metin kocamanbisite.com için özel olarak yazılmıştır. Ticari maksat taşıyan tüm diğer dijital ortamlar ve basılı mecralarda kullanımı, kopyası, atıfı yasaktır. Eğitim maksatlı kullanım için her bir içeriğe yönelik izin alınması zorunludur. İzinsiz kopyalamanın tespiti durumunda uyarı verilmeksizin hukuki yollara başvurulacaktır.