Didi, arkadaşlarıyla evlerinin bahçesinde oyun oynamayı seven, büyüklerine saygılı, arkadaşlarına karşı ise sevgi dolu olan ve herkesin kendisini çok sevdiği bir çocukmuş. Bahçede çiçek toplamaktan, annesine ev işlerinde yardım etmekten ve babasıyla birlikte çizgi film izlemekten çok keyif alırmış.
Fakat Didi’nin okul macerasının başlama yaşı gelince işler biraz karışmış. Çünkü Didi okula gitmek istemiyor, okulda olduğu zamanlar korkup ağlayacağını düşünüyormuş. Anne ve babası ne yaparlarsa yapsınlar Didi’yi okula gitmeye ikna edemiyorlarmış. Öğretmeni de sınıfta onu üzmemek için uğraşıyor ama Didi yine de sürekli ağlıyor ve eve gitmek istiyormuş.
Didi’nin ailesi ne yapacağını bilememiş. Çareyi öğretmeni ile görüşmekte bulmuş ve okula doğru yola koyulmuşlar. Öğretmeni ile ailesi Didi’ye okulu sevdirmenin yolunu aramaya başlamışlar. Sonra ailesinin aklına bir fikir gelmiş ve bu fikri öğretmeni ile de paylaşmak istemişler.
Didi, gördüğü hiçbir şeyi unutmuyor ve anlatılanları hep aklında tutuyormuş. İzlediği çizgi filmlerin hepsini hatırlayabiliyormuş. Belki de okulun bir tiyatro gösterimi gibi canlı bir çizgi film dünyası olduğunu söylerlerse Didi okula severek gelebilir, iyi bir dinleyici ve izleyici olduğu için de dersleri takip edebilirmiş.
Didi’nin öğretmeni, bu fikri çok beğenmiş. Fakat Didi’nin önce bir tiyatro gösterimine gitmesi gerektiğini söylemiş. Böylece tiyatroyu severse okulda anlatılanları da tiyatro gibi can kulağıyla dinleyerek ve izleyerek okula uyum sağlayabilirmiş.
Ailesi, hafta sonu Didi’yi çok eğlenceli bir çocuk tiyatrosuna götürmüş. Didi, oyunun sonunda çok beğenmiş. Ailesine “Anneciğim, babacığım. Bundan sonra her hafta sonu tiyatroya gelebilir miyiz? Çok güzel ve çok eğlenceliydi.” Demiş. Ailesi kızlarının tiyatroyu sevmesine çok sevinmiş. Babası “Tabi ki geliriz kızım.
Biz de çok eğlendik.” Diye lafa girmiş. Hemen sonra annesi “Didi, alsında okul da bir tiyatro oyunu gibi değil mi?” Diye sormuş. Didi, annesinin ne demek istediğini anlamamış. Annesi devam etmiş. “Öğretmeninin bulunduğu alan bir sahne, sizler de seyircilersiniz. Tıpkı burada anlatılan konular ve güzel hikayeler gibi öğretmeniniz de size bilgileri anlatıyor.
Öyle değil mi?” diye sormuş. Didi, bunu duyunca çok mutlu olmuş. “Evet anneciğim, gerçekten de öyle. Hem de çok daha uzun süren bir tiyatro.” Diye yorum yapmış. Babası da annesinin söylediklerini desteklemiş. “Hem, eğer her gün okulda bilgileri öğrenir ve bize anlatırsan hafta sonu tiyatro izlemek için hak kazanmış olursun.”
Deyince Didi dayanamamış ve ellerini çırparak “Oley! Evet babacığım. Çok güzel olur. Yani ben her gün tiyatro izlemiş olurum. Bu çok güzele demiş. Sevinçten havalara uçuyormuş.
Didi, eve gider gitmez okul ödevlerini yapmaya başlamış. Artık okul kıyafetlerini çok severek giyiyor, annesinden her gün saçlarını farklı taramasını istiyormuş. Birden bire okula olan sevgisi artmış. Tiyatro izleyecek olmanın heyecanı ile okula da uyum sağlar hale gelmiş.
Didi gerçekten de o günden sonra okula giderken hiç ağlamamış. Hatta okula gitmek için can atar olmuş. Her gün gelip okulda öğrendiklerini annesine ve babasına anlatıyormuş. Hafta sonu izlediği tiyatro oyunlarını da sınıf arkadaşları ile paylaşıyormuş. Didi, kısa sürede sınıfın başarılı öğrencilerinden birisi olmuş. Bu durum onu ve ailesini çok mutlu etmiş.
Bu metin kocamanbisite.com için özel olarak yazılmıştır. Ticari maksat taşıyan tüm diğer dijital ortamlar ve basılı mecralarda kullanımı, kopyası, atıfı yasaktır. Eğitim maksatlı kullanım için her bir içeriğe yönelik izin alınması zorunludur. İzinsiz kopyalamanın tespiti durumunda uyarı verilmeksizin hukuki yollara başvurulacaktır.