Bir varmış, bir yokmuş… Gökkuşağı Vadisi’nde uzayıp giden raylar üzerinde çalışan Gökgürültüsü adında eski ve güçlü bir buharlı tren varmış. Gökgürültüsü, hem yük hem de yolcu taşıyan, herkesi mutlu eden bir trenmiş. İnsanlar onun dumanının kokusunu aldığında, “Gökgürültüsü geliyor!” diye heyecanla el sallarlarmış.
Ama bir gün, tren garip sesler çıkarmış. Motoru hırıltılarla çalışmış, dumanı eskisi gibi keyifle yükselmemiş. Şef makinist bile Gökgürültüsü’nün neden böyle davrandığını anlayamamış. Tren, rayların ucunda bir hazine olduğunu, ancak motorunun çalışabilmesi için efsanevi Sihirli Kömür Taşına ihtiyacı olduğunu anlatmış.
Gökgürültüsü’nün yanında küçük bir çocuk duruyormuş. Bu, cesur ve meraklı bir çocuk olan Efe’ymiş. Herkes, “Bu mesele büyüklerin işi!” dese de Efe, trenin yanına gidip, “Ben sana yardım ederim, Gökgürültüsü! Hazineyi bulmana yardım edeceğim!” demiş. Tren, Efe’nin cesaretine hayran kalmış ve ona güvenmiş. Böylece ikisi, uzun ve heyecanlı bir yolculuğa çıkmaya karar vermişler.
Gökgürültüsü, ilk olarak Gizemli Orman’a doğru yol almış. Bu ormanda ağaçlar o kadar sıkmış ki, gün ışığı zar zor içeri sızıyormuş. Gökgürültüsü, motorunu dinlendirmek için durmuş.
Efe, ormanda yürürken eski bir kaplumbağa ile karşılaşmış. Kaplumbağa, bilgeliğiyle ünlüymüş ve sessizce Efe’ye doğru yürümüş.
“Merhaba küçük kahraman,” demiş kaplumbağa. “Bu ormanın derinliklerinde, sihirli kömür taşının ilk parçası saklı. Ama onu bulmak için çok sabırlı olman gerek. Orman, acele edenleri sevmez.”
Efe, kaplumbağanın dediklerini dinleyerek yavaşça ormanın içine ilerlemiş. Kocaman bir ağacın kovuğunda hafifçe parlayan bir taş bulmuş. Ama taşı almak kolay değilmiş çünkü taş, ağacın içinden ancak sessizlik içinde çekilebiliyormuş. Efe, derin bir nefes almış ve sabırla taşı çıkarmayı başarmış. İlk taşı alır almaz Gökgürültüsü, derin bir düdük çalarak yeniden canlanmış gibi görünmüş.
Ormandan çıkıp ilerlediklerinde, Efe ve Gökgürültüsü, dev bir nehrin üzerinde yükselen Pembe Köprü’ye gelmişler. Ama köprü, güçlü bir rüzgar tarafından korunuyormuş ve sadece doğru cevabı verenler geçebilirmiş.
Gökgürültüsü, köprünün önünde durmuş ve güçlü bir rüzgar konuşmaya başlamış:
“Bu köprüden geçmek istiyorsanız, önce bir soruyu cevaplamalısınız: Trenler hep başladıkları yere döner. Peki bunun sebebi nedir?”
Efe düşünmüş, bir yandan da rüzgarın savurduğu yapraklara bakmış. Sonunda gülümseyerek, “Raylar onları hep doğru yolda tutar. Trenler, raylar sayesinde başladıkları yere döner!” demiş.
Rüzgar, Efe’nin doğru cevabını duyunca sessizleşmiş ve köprüden geçmelerine izin vermiş. Köprünün ortasında bir ışık parlamış. Bu, sihirli kömür taşının ikinci parçasıymış. Efe taşı alıp Gökgürültüsü’nün içine yerleştirmiş.
Son durakları, yüksek ve karla kaplı Gri Dağlar’mış. Gökgürültüsü’nün motoru, zirveye tırmanırken zorlanmış. Hava soğumuş, gökyüzü kararmış ve güçlü bir fırtına çıkmış. Tren, neredeyse raylardan kaymak üzereymiş ama Efe cesaretle bağırmış:
“Pes etme Gökgürültüsü! Birlikte başaracağız!”
Tam o sırada, karşılarına dev bir mağara çıkmış. Mağaranın girişinde, büyük bir ejderha bekliyormuş. Ejderha, mağarayı koruyor ve içeri girmek isteyenlere bir şart koşuyormuş:
“Korkularınla yüzleşmeden bu mağaraya giremezsin!”
Efe derin bir nefes almış. “Korkuyorum çünkü başarısız olmaktan çekiniyorum. Ama bu yolculuk, yalnızca benim cesaretimle değil, arkadaşım Gökgürültüsü’nün gücüyle de mümkün. Birlikte başaracağız!” demiş.
Ejderha, Efe’nin cesaretine hayran kalmış ve kenara çekilmiş. Mağaranın içinde üçüncü ve son kömür taşı parlıyormuş. Efe taşı alıp Gökgürültüsü’nün motoruna yerleştirmiş. Motorun sesi yeniden güçlenmiş, tren eski parlaklığına kavuşmuş.
Efe ve Gökgürültüsü, Gökkuşağı Vadisi’ne geri döndüğünde, herkes onları coşkuyla karşılamış. Gökgürültüsü artık eskisinden de güçlüymüş. Trenin motorundan çıkan dumanlar bulutlara doğru dans ederken, halk Efe’ye “Küçük Kahraman” adını vermiş.
O günden sonra, Gökgürültüsü ve Efe’nin hikayesi kasabanın çocukları arasında anlatılmaya devam etmiş. Herkes, cesaret, sabır ve iş birliğinin ne kadar önemli olduğunu öğrenmiş.
Bu metin kocamanbisite.com için özel olarak yazılmıştır. Ticari maksat taşıyan tüm diğer dijital ortamlar ve basılı mecralarda kullanımı, kopyası, atıfı yasaktır. Eğitim maksatlı kullanım için her bir içeriğe yönelik izin alınması zorunludur. İzinsiz kopyalamanın tespiti durumunda uyarı verilmeksizin hukuki yollara başvurulacaktır.